GERÇEK MÜSLÜMAN İNSANLARIN ELİNDEN VE DİLİNDEN EMİN OLDUĞU İNSANDIR  

Menü
Site Haritası

Kadınlarla ilgili Bütün hadisler

Cennetlik kadının vasıfları

Hz Enes bin Malik r.a Resülullah s.a.v şöyle buyurdu: Erkeklerden cennetlik olanlarınızı size haber vereyim mi? buyurdu. Bizde: evet ya Resülullah dedik buyurdular ki:
النَّبِيُّ فِي الْجَنَّةِ ، وَالصِّدِّيقُ فِي الْجَنَّةِ ، وَالشَّهِيدُ فِي الْجَنَّةِ، وَالرَّجُلُ يَزُورُ أَخَاهُ فِي نَاحِيَةِ الْمِصْرِ، لا يَزُورُهُ إِلا لِلَّهِ فِي الْجَنَّةِ
Nebiler cennettedir. Sıddıklar (işi ve sözü doğru olanlar) cennettedir. Şehrin bir köşesinde bulunan din kardeşini sırf Allah rızası için ziyaret eden kimseler cennettedir.
Size cennetlik kadınların kimler olduğunu haber vereyim mi?" buyurdu. Bizde: evet ya Resülullah dedik buyurdular ki:
كُلُّ وَدُودٍ وَلُودٍ إِذَا غَضِبَتْ أَوْ أُسِيءَ إِلَيْهَا، قَالَتْ : هَذِهِ يَدِي فِي يَدِكَ، لا أَكْتَحِلُ بِغَمْضٍ حَتَّى تَرْضَى
"Kocasına karşı muhabbet gösteren ve çocuk doğuran  kadındır ki, öfkelendiği veya kendisine kötü davranıldığı yahut kocası kızdığı zaman: İşte elim senin elindedir, sen razı oluncaya kadar uyku uyumayacağım (onun kızgın ve öfkeli olmasına razı olmayıp hoşnut etmeye çalışır) der. Taberani, Mucemus Sağir hadis no: 118. Elbani hadis hakkında hasen liğayrihidir dedi.

Dünyanın en hayırlı nimeti saliha kadındır

Abdullah b. Amr (b. el-Âs) radıyallahı anh'den nakledildiğine göre, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
اَلدُّنْيَا مَتَاعٌ وَخَيْرُ مَتَاعِهَا الْمَرْأَةُ الصَّالِحَةُ
"Dünya (başlı başına) bir faydalanma (imkanı) dır. Dünyanın en hayırlı nimeti de saliha kadındır“. Müslim, rada' 64; Nesai, nikah 15; Ahmed b. Hanbel, II, l68; Abd bin HUmeyd Müsned hadis no: 327;Beğai, Şerhus Sünne hadis no: 2241; Ebi Nuaym, Hilyetül Evliya hadis no: 4364.

Hz Ebu Umame r.a dedi ki: Resülullah s.a.v şöyle buyurdu:
مَا اسْتَفَادَ الْمُؤْمِنُ بَعْدَ تَقْوَى اللَّهِ خَيْرًا لَهُ مِنْ زَوْجَةٍ صَالِحَةٍ ، إِنْ أَمَرَهَا أَطَاعَتْهُ، وَإِنْ نَظَرَ إِلَيْهَا سَرَّتْهُ، وَإِنْ أَقْسَمَ عَلَيْهَا أَبَرَّتْهُ، وَإِنْ غَابَ عَنْهَا نَصَحَتْهُ فِي نَفْسِهَا، وَمَالِهِ "Mü'min, takvadan sonra, saliha bir eş kadar hiçbir hayır ve mutluluktan yararlanmış değildir. Saliha kadın, kocası kendisine bir şey emrettiği zaman itaat eder, yüzüne baktığında onu sevince gark eder, hakkında yemin etse, onu yerine getirir, bırakıp bir yere gidecek olsa nefsi ve malı hakkında hiç bir endişe duymaz, emin olur." İbn Mace, Sünen nikah 5 hadis no: 1857; Mişkatu'1-Mesabih, hds. no:3095. İbn Hacer, Mekasidul Hasene: zaif ama hadisin şahidi var dedi. Mk

Saliha kadının üç vasfı vardır: Sevgi, itaat ve sadakat.
Sevgi, itaat ve sadakat'ı ibadet bilecek, kocasını bu noktalarda memnun etmeyi kendisi için en büyük cihad olarak benimseyecek eş, gerçekten saliha bir hanım ve eş olacaktır. Bilindiği gibi itaat, Allah'a isyan olmamak kaydıyla geçerlidir ve itaattir. Saliha eş, haramlar söz konuşu olduğu zaman, uygun biçim ve usullerle eşini uyarmak ve onu haramlardan uzak tutmak görevini ihmal etmeyen eştir. Öte yandan dindarlık kaygı ve düşüncesiyle bile eşinin meşru istek ve arzularına karşı gelmeyecek, hatta bunu gerçek dindarlık bilecektir.

Hz Sevban r.a. diyor ki:
"Altın ve gümüşü biriktirenler ayet-i kerimesi nazil olduğunda, biz, Rasu­lullah ile birlikte yolculukta bulunuyorduk. Rasulullah’ın sahabilerinden bazıları dediler ki: "Altın ve gümüş hakkında bu hüküm indi. Hangi malın daha hayırlı olacağını bilsek te onu mal edinsek." Rasulullah da buyurdu ki:
أَفْضَلُهُ لِسَانٌ ذَاكِرٌ وَقَلْبٌ شَاكِرٌ وَزَوْجَةٌ مُؤْمِنَةٌ تُعِينُهُ عَلَى إِيمَانِهِ "Bunların en hayırlısı, zikreden dil, şükreden kalb ve kocasının imanına (dinine) yardımcı olan mümin bir eş." Tirmizi; Tefsir: 9/9 hadis no: 3094; İmam Ahmed, Zühd hadis no: 139. Tirmizi: hadis hasendir demiştir. 

Hz. İbni Abbas (r.anhüma) dedi ki Nebi s.a.v. şöyle buyurdu:
أَرْبَعٌ مَنْ أُعْطِيَهُنَّ فَقَدْ أُعْطِيَ خَيْرَ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ قَلْبًا شَاكِرًا ، وَلِسَانًا ذَاكِرًا، وَبَدَنًا عَلَى الْبَلاءِ صَابِرًا، وَزَوْجَةً لا تَبْغِيهِ خَوْفًا فِي نَفْسِهَا وَلا مَالِهِ
"Dört şey kime verilmişse dünya ve ahiret hayırları ona verilmiştir: Lisanı Zakir (Zikreden dil), Kalbi Şakir (Şükreden kalb), Belaya sabreden beden, nefsine hıyanetlik etmeyen, efendisinin malını canı gibi muhafaza edip dininde ona yardımcı olan salih kadın“. Taberani, Mucemül Evsat hadis no: 7212; Ehadisul Muhtar hadis no: 3817; Şeceri, Emalil Humeysiyeh hadis no: 862.Hafız Münziri tergipte Taberaninin hadisi iki isnadla rivayet ettiğini birinin isnadının ceyyid olduğu bildirmiştir ve hadisi an tariki ile zikretmiştir

Hz. İbni Abbas (r.anhüma) dedi ki Nebi s.a.v. şöyle buyurdu: Size sahih olabilceğiniz en değerli hazineyi haber vereyyim mi:
الْمَرْأَةُ الصَّالِحَةُ إِذَا نَظَرَ إِلَيْهَا سَرَّتْهُ، وَإِذَا أَمَرَهَا أَطَاعَتْهُ، وَإِذَا غَابَ عَنْهَا حَفِظَتْهُ "Kişi sâliha bir kadınla evlenmekten daha büyük bir hayra nail olmamıştır. Saliha kadın; ona baktığın zaman içini rahatlatan, emrettiğin zaman itaat eden, yanında olmadığın zaman namusunu ve malını koruyan kadındır". Hakim Müstedrek hadis no: 1418; ve 3210. Hakim dedi ki hadis sahihtir.

Hz Enes r.a dedi ki: Resülullah s.a.v dedi ki:
مَنْ رَزَقَهُ اللَّهُ امْرَأَةً صَالِحَةً فَقَدْ أَعَانَهُ اللَّهُ عَلَى شَطْرِ دِينِهِ، فَلْيَتَّقِ اللَّهَ فِي الشَّطْرِ الثَّانِي "Allah kime saliha bir eş nasip etmişse, dininin yarısına (yarısını korumasına) yardım etmiş demektir. O halde o da dininin değer yarısını korumada Allah’tan korksun". Taberani, Mucemül Evsat hadis no: 972; Hakim Müstedrek; Beyhaki, Şuabul İman hadis no: 5072; Heysemi, Mecmauz-Zevaid, h. no: 7434; İbn Hacer, Metalibul Aliye hadis no: 2268. Elbani Sahihul Terğipte hadisi hakkında hasen li ğayrihidir dedi. Hakim ise: sahihtir dedi. Beyhakinin rivayeti ise şöyle: Kul evlendiği zaman dininin yarısını korumuştur diğer yarısında ise Allahtan korksun".

Kadının cihadı kocasına itaattır

Hz İbn Abbas r.a dedi ki: Nebi s.a.v.‘e bir kadın geldi ve:
Ey Allah’ın Resûlü! Ben kadınların Sana gönderilen elçisiyim. Bilen veya bilmeyen her kadın Sana gelmemi ve bu hususları sormamı istedi. Allah Teâlâ hem erkeklerin, hem de kadınların rabbidir. Sen de hem erkeklere, hem de kadınlara gönderilmiş bir peygambersin. Allah cihadı erkeklerin boynuna farz kılmıştır. Eğer zafer kazanırlarsa ecir alırlar. Şehid olurlarsa rablerinin katında diridirler ve rızıklanırlar. Peki, kadınların amellerinden, hangisi buna denktir?” diye sorunca Hz. Peygamber kadınlara benden selam söyle ve onlara deki:
إِنَّ طَاعَةَ الزَّوْجِ تَعْدِلُ مَا هُنَالِكَ، وَقَلِيلٌ مِنْكُنَّ تَفْعَلُهُ
Kadınların kocalarına itaat etmeleri! Onların haklarını bilmeleri cihada denktir. Fakat sizden bunu yapanlar azdır” buyurdu. İbn Büşran, Emali hadis no 11. İsnadı sahihtir. Buhari deki hadis buna şahittir: Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil ettiğini gördüm. Sebebi de, çok lanet ederler ve kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunurlar. Buhari.

Kadın kocasının hakkını yerine getirmedikçe Allah hakkını ödemiş olmaz

Hz Zeyd bn Erkam r.a dedi ki: Resülullah s.a.v şöyle buyurdu:
الْمَرْأَةُ لا تُؤَدِّي حَقَّ اللَّهِ عَلَيْهَا حَتَّى تُؤَدِّيَ حَقَّ زَوْجِهَا حَتَّى لَوْ سَأَلَهَا وَهِيَ عَلَى ظَهْرِ قَتَبٍ لَمْ تَمْنَعْهُ نَفْسَهَا
"
Kadın, kocasının hakkını yerine getirmedikçe, Allahın hakkını ödemiş olamaz.  Hatta kocası bir deve  üzerinde iken bile kendisini isterse onu nefsinden men edemez". Taberani, Mucemul Kebir hadis no: 4941. Taberani Ceyyid isnadla rivayet etmiştir. Elbani sahihtir.

Kadının üzerinde enbüyük hak sahibi kocasıdır

Hz Aişe r.a dedi ki: Resülullah s.a.v.‘e:
أَيُّ النَّاسِ أَعْظَمُ حَقًّا عَلَى الْمَرْأَةِ؟
Kadının üzerinde enbüyük hak sahibi kimdir diye sordum. O da:
زَوْجُهَا Kocasıdır buyurdu. Erkek üzerinde enbüyük hak sahibi kimdir? Diye sorduğum da:
أُمُّهُ
Annesidir diye cevap verdi. Hakim, Müstedrek hadis no: 7326; Nesai, Süneni Kebir hadis no: 8811; Keşful Estar hadis no: 1385. Münziri Bezzarın isnadı hasendir dedi.

Adam karısını ihtiyacı için çağırdığında tandır başında bile olsa kocasının ihtiyacına cevap versin

Hz Talk bin Ali r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
 إِذَا الرَّجُلُ دَعَا زَوْجَتَهُ لِحَاجَتِهِ فَلْتَأْتِهِ ، وَإِنْ كَانَتْ عَلَى التَّنُّورِ
Bir adam karısını ihtiyacı için çağırdığında tandır başında bile olsa kocasının ihtiyacına cevap versin. İbn Ebi Şeybe, Musannef hadis no: 17303; Tirmizi, Sünen hadis no: 1160; Nesai, Süneni Kebir hadis no: 8922. Tirmizi hadis hasen garitir dedi. Nesainin isnadı sahihtir buna dayanarak Elbanide sahihtir dedi.

Hz Ebu Hureyre r.a. dedi ki: Resülullah s.a.v şöyle buyurdu:
إِذَا دَعَا الرَّجُلُ امْرَأَتَهُ إِلَى فِرَاشِهِ فَلَمْ تَأْتِهِ، فَبَاتَ غَضْبَانَ عَلَيْهَا، لَعَنَتْهَا الْمَلَائِكَةُ حَتَّى تُصْبِح
Bir adam karısını yatağa çağırırda gelmezse, o kadına sabaha kadar melekler lanet eder.” Müslim, Sahih hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen hadis no: 2141; Ebu Yala, Müsned hadis no: 6213.

Dünyada kocasına eziyet eden kadına kocasının cennetteki huri işleri kızarlar

Hz Muaz b. Cebel (r.a)'ten nakledildiğine göre Allah'ın Rasulü şöyle buyurmuştur:
لَا تُؤْذِي امْرَأَةٌ زَوْجَهَا فِي الدُّنْيَا إِلَّا قَالَتْ زَوْجَتُهُ مِنَ الْحُورِ الْعِينِ : لَا تُؤْذِيهِ قَاتَلَكِ اللَّهُ، فَإِنَّمَا هُوَ عِنْدَكَ دَخِيلٌ يُوشِكُ أَنْ يُفَارِقَكِ إِلَيْنَا
"Dünyada bir kadın kocasına eziyet ederse, o erkeğin kıyamet gününde eşi olacak olan Huri, eziyet eden kadına şöyle seslenir: "Allah seni helak etsin, bu adama eziyet etme. O, dünyada senin yanında bir misafirdir, yakında senden ayrılıp, bize kavuşacak”. Tirmizi, Rada 19 hadis no: 1174; İmam Ahmed, Müsned hadis no: 21595; Taberani, MÜcemul Kebir hadis no: 16683; İbn Mace, Nikah, 62. Tirmizi: Hadis hasen gariptir dedi. Elbani ise sahihtir dedi.

Kocasına karşı huysuzluk edip kötülüğünden vazgeçmeyen kadının namazı başından yukarı geçmez

Hz Abdullah ibn Ömer r.a. dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
اثْنَانِ لا تُجَاوِزُ صَلاتُهُمَا رُءُوسَهُمَا : عَبْدٌ آبِقٌ مِنْ مَوَالِيهِ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَيْهِمْ، وَامْرَأَةٌ عَصَتْ زَوْجَهَا حَتَّى تَرْجِعَ
İki kişi vardır ki namazları bir karış başlarından yukarı çıkmaz. Birincisi efendisinden kaçıp, geri dönmeyen köle. İkincisi kocasına karşı huysuzluk edip kötülüğünden vazgeçmeyen kadındır. Taberani, Mucemül Evsat hadis no: 3628 ve Mucemüs Sağir hadis no: 172; Hakim, Müstedrek hadis no: 7411. Münziri Taberanin isnadının ceyyid olduğunu söyledi. Elbani ise hadis hasendir dedi.

Allah c.c. rahmet nazarıyla bakmadı kadın

Hz Abdullah bin Amr bin As r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu: لاَ يَنْظُرُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى إِلَى امْرَأَةٍ لا تَشْكَرُ لِزَوْجِهَا وَهِيَ لا تَسْتَغْنِي عَنْهُ "Kendisine muhtaç olduğu halde kocasının iyiliklerine karşı şükretmeyen bir kadına, Allah rahmet nazariyle bakmaz buyurdu". Bezzar, Müsned hadis no: 2081; Keşful Astar hadis no: 1383. Hakim İsnadı sahihtir dedi. Elbani de Sahihtir dedi.

Kadının Allah’a en yakın olduğu yer evidir.

Abdullah ibn Mesud radıyallahu anhu dedik resülullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
الْمَرْأَةُ عَوْرَةٌ وَإِنَّهَا إِذَا خَرَجَتِ اسْتَشْرَفَهَا الشَّيْطَانُ، وَإِنَّهَا لا تَكُونُ إِلَى وَجْهِ اللَّهِ أَقْرَبَ مِنْهَا فِي قَعْرِ بَيْتِهَا
Kadın insanın ar ve namusudur. Evinden dışarı çıktığında şeytan ona yaklaşır. Kadının Allah’a en yakın olduğu yer evidir”. İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1597; Taberani, Mucemu Evsat hadis no: 8314. Elbani Sahihi Terğip ve Terhib de: Hadis hakkında Hasen li Ğayrihidir demiştir.

Hz Ebu Musa el-Eşari r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
كُلُّ عَيْنٍ زَانِيَةٌ وَالْمَرْأَةُ إِذَا اسْتَعْطَرَتْ فَمَرَّتْ بِالْمَجْلِسِ فَهِيَ كَذَا وَكَذَا يَعْنِي زَانِيَةً
"Her göz zina eder. Kadın koku sürünüp erkeklerin bulunduğu yere uğrarsa zina etmiş olur". Tirmizi, Sünen hadis no: 2786; Ebu Davud. Tirmizihasen sahihtir dedi. İbn Huzeyme, İbn Hİbban, Beyhaki ve hakimin rivayetinde ise:
أَيُّمَا امْرَأَةٍ اسْتَعْطَرَتْ فَمَرَّتْ عَلَى قَوْمٍ لِيَجِدُوا رِيحَهَا فَهِيَ زَانِيَةٌ وَكُلُّ عَيْنٍ زَانِيَةٌ "Herhangi bir kadın güzel kokular sürünür, kokusunu duymaları için bir topluma uğrarsa zina etmiş sayılır. Ona bakan her göz de zina etmiş olur". İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1587; İbn Hibban, Sahih hadis no: 4424; Beyhaki, Şuabul İman hadis no: 7325.

Hz Abdullah (ibn Mesud)radıyallahu anhu dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
إِنَّمَا النِّسَاءُ عَوْرَةٌ وَإِنَّ الْمَرْأَةَ لَتَخْرُجُ مِنْ بَيْتِهَا ، وَمَا بِهَا مِنْ بَأْسٍ فَيَسْتَشْرِفُ لَهَا الشَّيْطَانُ، فَيَقُولُ : إِنَّكِ لا تَمُرِّينَ بِأَحَدٍ إِلا أَعْجَبْتِهِ، وَإِنَّ الْمَرْأَةَ لَتَلْبَسُ ثِيَابَهَا، فَيُقَالُ : أَيْنَ تُرِيدِينَ؟ فَتَقُولُ : أَعُودُ مَرِيضًا، أَوْ أَشْهَدُ جِنَازَةً، أَوْ أُصَلِّي فِي مَسْجِدٍ، وَمَا عَبَدَتِ امْرَأَةٌ رَبَّهَا مِثْلَ أَنْ تَعْبُدَهُ فِي بَيْتِهَا
"Kadın avrettir (namahremdir). Kadın evinden günahsız olarak çıkar, şeytan ona yaklaşır ve: “Sen yanından geçtiğin kişilerin hoşuna gidiyorsun” der. Kadın elbisesini giyer, ona nereye gitmek istiyorsun? Denilince: “hastayı ziyaret edeceğim veya cenazeye gideceğim veya camide namaz kılacağım” diye cevap verir. Halbuki kadın evinde yaptığı ibadet gibi Rabbine kulluk yapamaz. Yani evinde ibadet ederek daha çok Allah’ın rızasını kazanır”. Taberani, Mucemül Kebir hadis no: 8828 ve 9373. Hafız Münziri hadisi Hadis Tergip ve terhib de merfu olarak zikretmiştir. Mucemde ise mevkuf olarak zikredilmiştir. İsnahı hasendir. Elbani ise Sahih mevkuftur demiştir.
Konu ile ilgili Merhum Medineli Osman akfırat hoca şunu söylemiştir: “İnsanlara zina günahı öğreten teşvik eden şeytanın adı Averdir. Erkeğin zekerine kadının ise kalçasına üfürerek şehveti harakete geçirir”. Yani insanın aklında olmayan şeyleri bir anda aklına düşürür tahrik eder. Bütün göz zinası ve ilerisin tetikleyen ve insanları tahrik eden bu melundur. Kadına yukarda hadiste bildirldiği üzere çok güzelsin seni beğendi etkilendi diye vesveseler ve üfürür erkeğe tahrik olacağı yerlere nazar ettirerek günaha sürükler.
"Günümüzde kadınlar camilerde çokca görülmeye başlandı... Oysa ibadet edeceğim diye mümin erkeklerin dikkatini çekmekte, dolayısıyla Göz Günahına sebep olmaktalar... Bilindiği gibi Mümin erkeklerin cemaatle namaz kılmaları halınde 27 derece sevap verileceği... Oysa evinde namaz kılan Mümin kadına da 27 derece sevap verileceği bildirilmiştir... Bunu dikkate alıp bu ecri kazanmak ve günaha sebep olmamak gerektir. Rabbim bizleri korusun ayağımız yolunda dininde sabit kılsın.

Kadınların namaz kılacakları yerlerin en iyisi evlerinin en tenha yeridir.

Hz Ümmü Seleme radıyallahu anhe dedi ki: Resülullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
خَيْرُ مَسَاجِدِ النِّسَاءِ قَعْرُ بُيُوتِهِنَّ
"Kadınların namaz kılacakları yerlerin en iyisi evlerinin en tenha yeridir". İmam Ahmed, Müsned hadis no: 25944; İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1594; Hakim, Müstedrek hadis no: 708; Beyhaki, Süneni Kebir hadis no: 4935; İbn Abdilber, Temhid hadis no: 4348. Hadisin isnadı hakkında Hakim Sahihtir demiştir. Elbani ise Sahihi Terğip ve Terhib de: Hasen li Ğayrihidir demiştir.

Hz Abdullah (ibn Mesud)radıyallahu anhu dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
إِنَّ أَحَبَّ صَلاةٍ تُصَلِّيهَا الْمَرْأَةُ إِلَى اللَّهِ فِي أَشَدِّ مَكَانٍ فِي بَيْتِهَا ظُلْمَةً
Kadınların namazından Allah’ın en çok hoşlandığı namaz, evinin en karanlık yerinde kıldığı namazdır”. İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1601 ve 2.

Hz Ümmü Seleme radıyallahu anhe dedi ki:  Resülullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
صَلاةُ الْمَرْأَةِ فِي بَيْتِهَا خَيْرٌ مِنْ صَلاتِهَا فِي حُجْرَتِهَا ، وَصَلاتُهَا فِي حُجْرَتِهَا خَيْرٌ مِنْ صَلاتِهَا فِي دَارِهَا، وَصَلاتُهَا فِي دَارِهَا خَيْرٌ مِنْ صَلاتِهَا خَارِجٍ
Kadının odasında kılmış olduğu namaz, salonunda kıldığı namazdan daha hayırlıdır. Salonunda kıldığı namaz da evinin avlusunda kıldığı namazdan daha hayırlıdır. Avlusunda kıldığı namaz ise mahalle camiinde kıldığı namazdan daha hayırlıdır”. Taberani, Mucemul Evsat hadis no: 9337; Beyhaki, Marifetü Sünne ve Eser hadis: 1441; İbn Abdilber, Temhid 4339; İbn Hazm, Muhalla hadis no: 730.

Ebu Ali eş-Şeybani rahimullah der ki: Abdullah (ibn Mesud)’ı Cuma günü camiden çıkarırken gördüm kadınlara:
يُخْرِجُ النِّسَاءَ مِنَ الْمَسْجِدِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ وَيَقُولُ : " اخْرُجْنَ إِلَى بُيُوتِكُنَّ خَيْرٌ لَكُنَّ
Çıkın (buradan) evinize gidin. Bu sizin için daha iyidir” diyordu. Abdurrezzak, Musannef, hadis no: 5055; Taberani, Mucemul Kebir hadis no: 9369; İbn Münzir, el-Evsatu fi Süneni vel İçmai vel İhtilafi hadis no: 1687.

Abdurrezzakın ravisi İbn Cüreyç diyorki: Ata bin Ebi Rebaha: “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman”  ayetinde kadınlarda erkekler gibi namaza çağrılmıyor mu diye sorduğumda “Hayır”dedi.

Kocası kendisinden razı olarak ölen kadın cennete girer

Hz Ümmü Seleme radıyallahu anhe dedi ki Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
أَيُّمَا امْرَأَةٍ مَاتَتْ وَزَوْجُهَا عَنْهَا رَاضٍ دَخَلْتِ الْجَنَّةَ
Herhangi bir kadın, kocası kendisinden hoşnutken ölürse, cennete girer. Tirmizi, Sünen hadis no: 1161; İbn Mace, Sünen hadis no: 1854; İbn Ebi Şeybe, Musannef hadis no: 17292; Ebu Yala, Taberani, Hakim ve  Beyhaki rivayet ettiler. Tirmizi: hasen gariptir dedi. Münziri Terğipte an tariki ile zikretti. MHZ

Hz Abdurrahman ibn Avf r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
إِذَا صَلَّتْ الْمَرْأَةُ خَمْسَهَا، وَصَامَتْ شَهْرَهَا، وَحَفِظَتْ فَرْجَهَا، وَأَطَاعَتْ زَوْجَهَا، قِيلَ لَهَا ادْخُلِي الْجَنَّةَ مِنْ أَيِّ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ شِئْتِ
"B
ir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, bir de kocasına itaat ederse, ona ‘Haydi, cennetin hangi kapısından istersen gir’ denilir”. Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 191 hadis no: 1664; Taberani, Mucemül Evsat hadis no: 8805; ; Elbânî, Sahîhu’t-Tergîb ve’t-terhîb, II, 411-412, 618). Elbani Hasen li ğayrihidir dedi.

Hz Husayn bn Mihsan r.a anlatıyor: Onun halası nebi s.a.v geldi. Resülullah s.a.v. ona: -Sen evlimisin diye sordu. O da: -Evet dedi. Resülullah s.a.v: -Onunla geçimin nasıl? Deyince: -Gücümün yetmediği şeyler hariç, ona itaatı terk etmiyorum dedi. Resülullah s.a.v:
فَانْظُرِي أَيْنَ أَنْتِ مِنْهُ، فَإِنَّمَا هُوَ جَنَّتُكِ وَنَارُكِ
Ona itaatı nasıl terk edebilirsin? O senin hem cennetin, hem cehennemindir buyurdu. İmam Ahmed, Müsned hadis no: 18523; Nesai, Süneni Kebir hadis no: 8643; Taberani, Mucemul Evsat hadis no: 528; Beyhaki, Şuabul İman hadis no: 8206.
Yani ona itaat ederek onun üzreindeki haklarına riayet ederek cennete gidersin ona isyan ederek haklarına riayet etmeyerekte ateşe gidersin birde koca salihse...

Kadın namaz kılar oruçtutar iffetini korur kocasına itaat ederse cennete gider

Hz Abdurrahman ibn Avf r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
إِذَا صَلَّتْ الْمَرْأَةُ خَمْسَهَا، وَصَامَتْ شَهْرَهَا، وَحَفِظَتْ فَرْجَهَا، وَأَطَاعَتْ زَوْجَهَا، قِيلَ لَهَا ادْخُلِي الْجَنَّةَ مِنْ أَيِّ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ شِئْتِ
Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, bir de kocasına itaat ederse, ona ‘Haydi, cennetin hangi kapısından istersen gir’ denilir”. Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 191 hadis no: 1664; Taberani, Mucemül Evsat hadis no: 8805; ; Elbânî, Sahîhu’t-Tergîb ve’t-terhîb, II, 411-412, 618). Elbani Hasen li ğayrihidir dedi.

Koku sürünerek Camiye giden kadın dönüp yıkansın

 
Hz Ebu Hüreyre (ra) ya bir kadın geldi. Kokusu etrafa yayılıyordu. Ebu Hüreyre (ra) Kadına:      “ Nereye gidiyorsun? Ey Allah’ın kulu!” diye sordu. Kadın:
“Mescide gidiyorum” diye cevap verdi. Ebu Hüreyre (ra):“Koku süründün mü?” deyince, Kadın: “ Evet” deyince. Bunun üzerine, Ebu Hüreyre:“Öyle ise geri dön ve yıkan. Çünkü ben Resulullah (sav) in:
لاَ يَقْبَلُ اللَّهُ مِنَ امْرَأَةٍ صَلاةً خَرَجَتْ إِلَى الْمَسْجِدِ وَرِيحُهَا تَعْصِفُ حَتَّى تَرْجِعَ فَتَغْتَسِلَ “Kokusu etrafa yayılarak mescide giden kadının dönüp gusletmedikçe Allah hiçbir namazını kabul etmez” buyurduğunu duydum” dedi. İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1588.

Hz Ebu Hüreyre (ra) den Resulüllah (sav) in:
أَيُّمَا امْرَأَةٍ أَصَابَتْ بَخُورًا فَلَا تَشْهَدَنَّ مَعَنَا الْعِشَاءَ
“Her hangi bir kadın güzel koku kullanırsa bizimle beraber yatsı namazında bulunmasın” buyurduğunu rivayet etti. Ebu Davud, Sünen hadis no: 4175; Ebi Naim Mustahre. Ala Sahihi Müslim hadis no: 989. Elbani sahihtir dedi.


Hz. Aişe (ra) dan, Resulullah (sav) mescitte otururken Müzeyne kabilesinden bir kadın süslü ve güzel elbiseler içerisinde mescide girdi. Bunun üzerine Resulullah (sav) Efendimiz:
يَا أَيُّهَا النَّاسُ انْهَوْا نِسَاءَكُمْ عَنْ لُبْسِ الزِّينَةِ، وَالتَّبَخْتُرِ فِي الْمَسْجِدِ، فَإِنَّ بَنِي إِسْرَائِيلَ لَمْ يُلْعَنُوا، حَتَّى لَبِسَ نِسَاؤُهُمُ الزِّينَةَ، وَتَبَخْتَرْنَ فِي الْمَسَاجِدِ “Ey İnsanlar! Kadınlarınızı süslü elbiseler giyinmekten ve mescitte gururlu bir şekilde hareket etmekten sakındırın. Çünkü İsrailoğulları, kadınları süslü elbiseler giyininceye ve kendilerini de mescitte kibirli ve gururlu hareket edinceye kadar lanetlenmediler” buyurdu. İbn Mace, Sünen hadis no: 4001.Zaif


Koku sürünerek Camiye giden kadın dönüp yıkansın


Hz Ebu Hüreyre (ra) ya bir kadın geldi. Kokusu etrafa yayılıyordu. Ebu Hüreyre (ra) Kadına:      “ Nereye gidiyorsun? Ey Allah’ın kulu!” diye sordu. Kadın:
“Mescide gidiyorum” diye cevap verdi. Ebu Hüreyre (ra):“Koku süründün mü?” deyince, Kadın: “ Evet” deyince. Bunun üzerine, Ebu Hüreyre:“Öyle ise geri dön ve yıkan. Çünkü ben Resulullah (sav) in:
لاَ يَقْبَلُ اللَّهُ مِنَ امْرَأَةٍ صَلاةً خَرَجَتْ إِلَى الْمَسْجِدِ وَرِيحُهَا تَعْصِفُ حَتَّى تَرْجِعَ فَتَغْتَسِلَ “Kokusu etrafa yayılarak mescide giden kadının dönüp gusletmedikçe Allah hiçbir namazını kabul etmez” buyurduğunu duydum” dedi. İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1588.

Hz Ebu Hüreyre (ra) den Resulüllah (sav) in:
أَيُّمَا امْرَأَةٍ أَصَابَتْ بَخُورًا فَلَا تَشْهَدَنَّ مَعَنَا الْعِشَاءَ
“Her hangi bir kadın güzel koku kullanırsa bizimle beraber yatsı namazında bulunmasın” buyurduğunu rivayet etti. Ebu Davud, Sünen hadis no: 4175; Ebi Naim Mustahre. Ala Sahihi Müslim hadis no: 989. Elbani sahihtir dedi.
Hz. Aişe (ra) dan, Resulullah (sav) mescitte otururken Müzeyne kabilesinden bir kadın süslü ve güzel elbiseler içerisinde mescide girdi. Bunun üzerine Resulullah (sav) Efendimiz:
يَا أَيُّهَا النَّاسُ انْهَوْا نِسَاءَكُمْ عَنْ لُبْسِ الزِّينَةِ، وَالتَّبَخْتُرِ فِي الْمَسْجِدِ، فَإِنَّ بَنِي إِسْرَائِيلَ لَمْ يُلْعَنُوا، حَتَّى لَبِسَ نِسَاؤُهُمُ الزِّينَةَ، وَتَبَخْتَرْنَ فِي الْمَسَاجِدِ
“Ey İnsanlar! Kadınlarınızı süslü elbiseler giyinmekten ve mescitte gururlu bir şekilde hareket etmekten sakındırın. Çünkü İsrailoğulları, kadınları süslü elbiseler giyininceye ve kendilerini de mescitte kibirli ve gururlu hareket edinceye kadar lanetlenmediler
” buyurdu. İbn Mace, Sünen hadis no: 4001.Zaif
 

Kadın kocası istemiyorsa nafile ibadette bulunmaz

Ebu Hureyre (ra) ddedi ki: Resülullah s.a.v şöyle buyurdu: لا يَحِلُّ لامْرَأَةٍ أَنْ تَصُومَ وَزَوْجُهَا شَاهِدٌ، إِلا بِإِذْنِهِ، وَلا تَأْذَنُ لِرَجُلٍ فِي بَيْتِهَا وَهُوَ كَارِهٌ Hiçbir kadının kocası yanında iken izni olmadan nafile oruç tutması ve evine birisinin girmesine müsaade etmesi helal değildirTaberani, Mucemul Evsat hadis no:290; İbn Hibban, Sahih hadis no: 4259.

Kadın Evinden dışarı çıktığında şeytan ona yaklaşır

Abdullah ibn Mesud radıyallahu anhu dedik resülullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:

الْمَرْأَةُ عَوْرَةٌ وَإِنَّهَا إِذَا خَرَجَتِ اسْتَشْرَفَهَا الشَّيْطَانُ، وَإِنَّهَا لا تَكُونُ إِلَى وَجْهِ اللَّهِ أَقْرَبَ مِنْهَا فِي قَعْرِ بَيْتِهَا
Kadın insanın ar ve namusudur. Evinden dışarı çıktığında şeytan ona yaklaşır. Kadının Allah’a en yakın olduğu yer evidir”. İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1597; Taberani, Mucemu Evsat hadis no: 8314. Elbani Sahihi Terğip ve Terhib de: Hadis hakkında Hasen li Ğayrihidir demiştir.
Hz Ebu Musa el-Eşari r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu: كُلُّ عَيْنٍ زَانِيَةٌ وَالْمَرْأَةُ إِذَا اسْتَعْطَرَتْ فَمَرَّتْ بِالْمَجْلِسِ فَهِيَ كَذَا وَكَذَا يَعْنِي زَانِيَةً "Her göz zina eder. Kadın koku sürünüp erkeklerin bulunduğu yere uğrarsa zina etmiş olur". Tirmizi, Sünen hadis no: 2786; Ebu Davud. Tirmizihasen sahihtir dedi.
İbn Huzeyme, İbn Hİbban, Beyhaki ve hakimin rivayetinde ise:
أَيُّمَا امْرَأَةٍ اسْتَعْطَرَتْ فَمَرَّتْ عَلَى قَوْمٍ لِيَجِدُوا رِيحَهَا فَهِيَ زَانِيَةٌ وَكُلُّ عَيْنٍ زَانِيَةٌ "Herhangi bir kadın güzel kokular sürünür, kokusunu duymaları için bir topluma uğrarsa zina etmiş sayılır. Ona bakan her göz de zina etmiş olur". İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1587; İbn Hibban, Sahih hadis no: 4424; Beyhaki, Şuabul İman hadis no: 7325.
Hz Abdullah (ibn Mesud)radıyallahu anhu dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
إِنَّمَا النِّسَاءُ عَوْرَةٌ وَإِنَّ الْمَرْأَةَ لَتَخْرُجُ مِنْ بَيْتِهَا ، وَمَا بِهَا مِنْ بَأْسٍ فَيَسْتَشْرِفُ لَهَا الشَّيْطَانُ، فَيَقُولُ : إِنَّكِ لا تَمُرِّينَ بِأَحَدٍ إِلا أَعْجَبْتِهِ، وَإِنَّ الْمَرْأَةَ لَتَلْبَسُ ثِيَابَهَا، فَيُقَالُ : أَيْنَ تُرِيدِينَ؟ فَتَقُولُ : أَعُودُ مَرِيضًا، أَوْ أَشْهَدُ جِنَازَةً، أَوْ أُصَلِّي فِي مَسْجِدٍ، وَمَا عَبَدَتِ امْرَأَةٌ رَبَّهَا مِثْلَ أَنْ تَعْبُدَهُ فِي بَيْتِهَا
"Kadın avrettir (namahremdir). Kadın evinden günahsız olarak çıkar, şeytan ona yaklaşır ve: “Sen yanından geçtiğin kişilerin hoşuna gidiyorsun” der. Kadın elbisesini giyer, ona nereye gitmek istiyorsun? Denilince: “hastayı ziyaret edeceğim veya cenazeye gideceğim veya camide namaz kılacağım” diye cevap verir. Halbuki kadın evinde yaptığı ibadet gibi Rabbine kulluk yapamaz. Yani evinde ibadet ederek daha çok Allah’ın rızasını kazanır”. Taberani, Mucemül Kebir hadis no: 8828 ve 9373. Hafız Münziri hadisi Hadis Tergip ve terhib de merfu olarak zikretmiştir. Mucemde ise mevkuf olarak zikredilmiştir. İsnahı hasendir. Elbani ise Sahih mevkuftur demiştir.
Konu ile ilgili Merhum Medineli Osman akfırat hoca şunu söylemiştir: “İnsanlara zina günahı öğreten teşvik eden şeytanın adı Averdir. Erkeğin zekerine kadının ise kalçasına üfürerek şehveti harakete geçirir”. Yani insanın aklında olmayan şeyleri bir anda aklına düşürür tahrik eder. Bütün göz zinası ve ilerisin tetikleyen ve insanları tahrik eden bu melundur. Kadına yukarda hadiste bildirldiği üzere çok güzelsin seni beğendi etkilendi diye vesveseler ve üfürür erkeğe tahrik olacağı yerlere nazar ettirerek günaha sürükler.
"Günümüzde kadınlar camilerde çokca görülmeye başlandı... Oysa ibadet edeceğim diye mümin erkeklerin dikkatini çekmekte, dolayısıyla Göz Günahına sebep olmaktalar... Bilindiği gibi Mümin erkeklerin cemaatle namaz kılmaları halınde 27 derece sevap verileceği... Oysa evinde namaz kılan Mümin kadına da 27 derece sevap verileceği bildirilmiştir... Bunu dikkate alıp bu ecri kazanmak ve günaha sebep olmamak gerektir. Rabbim bizleri korusun ayağımız yolunda dininde sabit kılsın.

Altın ve kırmızı elbiseden dolayı kadınlara yazıklar olsun

Hz Ebu Hureyre r.a dedi ki: Resülullah s.a.v şöyle buyurdu: وَيْلٌ لِلنِّسَاءِ مِنَ الأَحْمَرَيْنِ الذَّهَبِ وَالْمُعَصْفَرِ Altın ve kırmızı elbiseden dolayı kadınlara yazıklar olsun". İbn Hibban, Sahih hadis no: 6094; Beyhaki Şuabul İman hadis no: 5708.

Ahir zamanda ümmetimin kadınları vücutlarını gösterecek elbiseler giyecekler

Hz Abdullah ibn Ömer r.a dedi ki: Resülullah s.a.v işittim şöyle buyuruyordu: سَيَكُونُ فِي آخِرِ أُمَّتِي رِجَالٌ يَرْكَبُونَ عَلَى سُرُوجٍ كَأَشْبَاهِ الرِّجَالِ، يَنْزِلُونَ عَلَى أَبْوَابِ الْمَسَاجِدِ نِسَاؤُهُمْ كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ عَلَى رُءُوسِهِنَّ كَأَسْنِمَةِ الْبُخْتِ الْعِجَافِ، الْعَنُوهُنَّ، فَإِنَّهُنَّ مَلْعُونَاتٌ، لَوْ كَانَ وَرَاءَكُمْ أُمَّةٌ مِنَ الأُمَمِ خَدَمَهُنَّ نِسَاؤُكُمْ، كَمَا خَدَمَكُمْ نِسَاءُ الأُمَمِ قَبْلَكُمْ Ahir zamanda hayvanlar üzerinde (Binit araba) üzerindeki eğerine binen birtakım adamlar olacak ki, onlar mescidlerin kapısı önünde konaklayan  Kadınlarının üzerinde süslü ve vücutlarını gösterecek  elbiseler giyecekler, saçlarını da deve hörgücüne benzetecek şekilde topuz yapacaklardır. İşte o kadınlar Allahın rahmetinden uzak olup lanetlenmişlerdir. Eğer sizden sonra başka bir ümmet gelecek olsaydı, sizden önceki ümmetlerin kadınlarının size hizmet ettiği gibi sizin kadınlarınız da onlara hizmet ederdi. İbn Hibban, Sahih hadis no: 5753. Hakimde rivayet edip Müslimin şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir.
İmam-ı Zehebi buyuruyor ki: Erkeklere ziynetini gösteren kadınlara, mesela altın, inci gibi şeyleri örtüsünün üstüne takan, koku süren, renkli ve ipek kumaş örtünmüş olan, kol ağızları geniş olup kolları görünen ve bunlar gibi kendilerini erkeklere gösteren kadınlara Allahü teâlâ dünya ve ahirette azap edecektir. Bu kötülükler, kadınlarda çok olduğu için, Peygamber efendimiz, (Miraca çıktığım gece, Cehennemdekilerin çoğunun kadın olduğunu gördüm) buyurdu. (Tirmizi) Ebu Hureyre’nin Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellemden rivayet ettiği bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur:
صِنْفَانِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ لَمْ أَرَهُمَا قَوْمٌ مَعَهُمْ سِيَاطٌ كَأَذْنَابِ الْبَقَرِ يَضْرِبُونَ بِهَا النَّاسَ، وَنِسَاءٌ كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ مُمِيلَاتٌ مَائِلَاتٌ، رُءُوسُهُنَّ كَأَسْنِمَةِ الْبُخْتِ الْمَائِلَةِ، لَا يَدْخُلْنَ الْجَنَّةَ وَلَا يَجِدْنَ رِيحَهَا، وَإِنَّ رِيحَهَا لَيُوجَدُ مِنْ مَسِيرَةِ كَذَا وَكَذَا “Cehennem ehlinden iki sınıf var ki, henüz onları görmedim. (Biri) sığır kuyrukları gibi kamçılarla insanları dövenlerdir. Diğeri de, giyinik, fakat çıplak olan, salınarak veya kibirlenerek yürüyen, öteki kadınlara da kendileri gibi olmayı telkin eden ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. Onlar cennete girmeyecekler, onun kokusunu bile alamayacaklar. Halbuki onun kokusu şu kadar ve şu kadar mesafeden hissedilir.” Müslim: Cennet, 52 hadis no: 2131; Taberani, Mucemul Evsat hadis no: 1811; Beyhak, Süneni Kebir hadis no: 2992.
Hz. Aişe (radıyallahu anhe) anlatıyor: "Esma  Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anhüma), üzerinde ince bir elbise olduğu halde  Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)'ın huzuruna girmişti. Aleyhissalâtu vesselâm, ondan yönünü ters  istikamete çevirdi ve: يَا أَسْمَاءُ إِنَّ الْمَرْأَةَ إِذَا بَلَغَتِ الْمَحِيضَ لَمْ تَصْلُحْ أَنْ يُرَى مِنْهَا إِلَّا هَذَا وَهَذَا، وَأَشَارَ إِلَى وَجْهِهِ وَكَفَّيْهِ "Ey Esma! Kadın hayız yaşına girdi mi ondan sadece şunun ve şunun dışında hiçbir yerinin görünmesi caiz değildir!" dedi ve yüzü ile ellerini işaret etti." Ebu Davud, Libas 34, (4104); Beyhaki, Süneni Kebir hadis no: 2955. Mürseldir. AÇIKLAMA: Bu hadis, fitneden emin olunduğu takdirde, büluğa ermiş yabancı kadının el ve yüzüne bakılmasının caiz olduğunu ifade eder. Nur suresinde geçen "Zinetlerini de açmasınlar, ancak görünenler hariç" ayeti de  bu manaya delil kılınmıştır. Celaleyn Tefsiri'nde zinetten istisna edilen yerlerin eller ve yüz olduğu belirtilir. Şafii hazretleri, yabancı kadının yüz ve ellerine bakmanın fitne tehlikesi taşıdığı için haram olduğunu da söylemiştir. Buradaki istisnadan maksadın yüz ve eller olduğuna dair İbnu Abbas'tan da rivayet gelmiştir. İbnu Abbas'ın bir rivayetinde bu açıklama Resulullah'a aittir.
Hz Dihye el-Kelbîi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a (Mısır'dan), (beyaz renkli ve ince olan) kubatîikumaşlar getirilmişti. Bana ondan bir kupon verdi ve: اصْدَعْهَا صَدْعَيْنِ ، فَاقْطَعْ أَحَدَهُمَا قَمِيصًا وَأَعْطِ الْآخَرَ امْرَأَتَكَ تَخْتَمِرُ بِهِ "Bunu ikiye böl, bir parçayı kendine kamis yap, diğerini hanımına ver. Bununla kendine bürgü yapsın!" buyurdular. (Ayrılmak üzere Dıhye) geri dönünce: وَأْمُرِ امْرَأَتَكَ أَنْ تَجْعَلَ تَحْتَهُ ثَوْبًا لَا يَصِفُهَا "Hanımına söyle, bunun altına bir  astar koysun da bedenini vasfetmesin!" buyurdular." Ebu Davud, Sünen Libas 39, (4116); İbn Asakir, Tarihi Dımeşk hadis no: 15595. AÇIKLAMA: Kubati, kıbti kelimesinden gelir. Kıptîi Mısır'ın yerli halkına verilen isimdir. Kopt da denir. Kubati, Mısır'da koptlar tarafından imal edilip, hariç memleketlerde pazarlanan bir kumaş nevidi. Hadis bu kumaşın beyaz ve ince olduğunu, giyen kimsenin bedenini gösterdiğini belirtmektedir. Bu sebeple Aleyhissalâtu vesselâm bunu giyecek kimsenin alta, astar dediğimiz bir başka kumaş koymasını emreder. Bu emir iki ayrı mahzuru bertaraf etmeye matuf olabilir: a) Kumaşın teni göstermesi, b) Vücud hatlarını göstermesi. Dinimiz, vücud hatlarını gösterecek darlık ve incelikte olan  elbiselerin giyilmesini tecviz etmemiştir.

Hz Aişe r. anhe dediki Allah muhacir kadınlara rahmet eylesin: "Cenab-ı Hakkın şu (mealdeki)  kavl-i şerifleri indiği zaman, "Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle. Evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar." (Ahzab 59) شَقَّقْنَ مُرُوطَهُنَّ فَاخْتَمَرْنَ بِهَا Ensar kadınları  başlarında (siyah) örtüden kargalar taşıyor oldukları halde  dışarı çıkarlardı." Buhari, Sahih Tefsir; Ebu Davud, Libas 32, (4101); Beyhaki, Süneni Kebir hadis no: 2990. AÇIKLAMA: Burada başlarının kargaya teşbihi, örtülerinin siyah olması sebebiyledir.

Kadınlarınız azdığında gençleriniz isyana dalınca perişan olursunuz


Hz Ebi Umame r.a dedi ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) (bir gün):
كَيْفَ أَنْتُمْ إِذَا طَغَى نِسَاؤُكُمْ، وَفَسَقَ شَبَابُكُمْ، وَتَرَكْتُمْ جِهَادَكُمْ؟
"Kadınlarınızın azdığı gençlerinizin fıska düştüğü, sizlerde cihadı terk ettiğiniz zaman haliniz ne olur?" diye sormuştu. (Yanındakiler hayretle):
"Ey Allah'ın Resulü, yani böyle bir hal mi gelecek?" dediler.
"Evet, hatta daha beteri!" buyurdu ve devam etti:
"Emr-i bi'lma'rufta bulunmadığınız, nehy-i ani'lmünker  yapmadığınız vakit haliniz ne olur?" diye sordu. (Yanındakiler hayretle):
"Yani bu olacak mı?" dediler.
"Evet, hatta daha beteri!" buyurdular ve sormaya devam ettiler:
"Münkeri emredip, ma'rufu yasakladığınız zaman haliniz  ne olur?" (Yanında bulunanlar iyice hayrete düşerek):
"Ey Allah'ın Resulü! Bu mutlaka olacak mı?" dediler.
"Evet, hatta daha beteri!" buyurdular ve devam ettiler:
"Ma'rufu münker, münkeri de ma'ruf addettiğiniz zaman haliniz ne olur?" (Yanındaki Ashab): "Ey Allah'ın Resûlü! Bu mutlaka olacak mı?" diye sordular.
"Evet, olacak!" buyurdular."
İbn Ebi Dünya, El-Emru bil Maruf ve Nehyi Anil Münker Hadis no 33; İbn EbU Hatim, İlel. İbn Mübarek, Zühd hadis no: 1376.Rezin tahric etmiştir. Bu rivayet daha muhtasar olarak Ebu Ya'lâ'nın Müsned'inde ve Taberanî'nin el-Mucemu'l-Evsat'ında tahric edilmişir. Heysemî, Mecmau'z-Zevaid'de kaydetmiştir (7, 281).
AÇIKLAMA:
İslam'ın en şa'şaalı şekilde yaşandığı bir anda, zamanımızdaki içtimâî bozukluğu olduğu gibi görüp tasvir etmek, gerçekten lisan-ı nübüvvete has bir hadisedir, tam bir mucizedir.
Resulullah tedricen şu hallerin vukua geleceğini haber vermektedir:
1) Gençlerin taşkınlığı, kadınların azması.
2) Emr-i bi'lma'ruf ve nehy-i ani'lmünkerin terki.
3) Münkerin emredilmesi, ma'rufun yasaklanması.
4) Ma'rufun münker münkerin ma'ruf addedilmesi.
Hadisin siyakından şu husus anlaşılmaktadır: Bu içtimâî ve dinî bozuklukların ilk halkasını, gençlerin ve kadınların ihmal edilerek İslamî terbiye ile yeterince terbiye edilmemesi teşkil etmektedir.
Bu hal zamanla emr-i bi'lma'rufun terkine müncer olmaktadır.
Emr-i bi’l-ma’rufun terki, zamanla münkerin emrine, ma’rufun nehyine sebep olmaktadır.
Bozulmanın son halkasını ma'rufun münker bilinmesi, münkerin de ma'ruf sayılması teşkil etmektedir.
Bu hal, değerler sisteminin alt-üst olması, tersine dönmesidir. Günümüzde ilericilik, çağdaşlık, laiklik yaftası altında ta'mime çalışılan beşerî değerler sistemi, dinî açıdan ma'rufun münker addedilmesinden başka bir şey değildir. Keza çağdışılık, gericilik, yobazlık, anti laisizm şeklinde ifade edilen hususlar da ma'rufun münker addedilmesinden başka bir mâna taşımaz.
Resulullah'ın gerçek bir mucizesi olarak değerlendirdiğimiz bu hadisinin bir  başka dikkat  çeken yönü, bu hallere düşecek kimselerin ümmet mefhumuna dahil olmasıdır. Yani İslam'ın dışında, gayr-ı müslimlerin kafalarında gelişip, hayatlarında yaşanacak bozukluklar olmayıp, bizzat Müslümanlara intikal edeceğinin bu hallerin Müslümanlarca benimseneceğinin  ifade  edilmiş olmasıdır.
Dediğimiz gibi, en azından memleketimizde bu halleri son zamanlarda iyice müşahede eder hale geldik.

Kadın elbisesini giyen erkeğe ve erkek elbisesini giyen kadına lanet etti

Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ الرَّجُلَ يَلْبَسُ لِبْسَةَ الْمَرْأَةِ وَالْمَرْأَةَ تَلْبَسُ لِبْسَةَ الرَّجُلِ
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kadın elbisesini giyen erkeğe ve erkek elbisesini giyen kadına lanet etti." Ebu Davud, Libas 31, (4098); İmam Ahmed, Müsned hadis no: 8110; İbn Hibban, Sahih hadis no: 5870; Beyhaki, Süneni Kebir hadis no: 9209.
AÇIKLAMA: "Anlaşılacağı üzere, sadece ayakkabıda değil, kılık kıyafete giren her hususta cinsler birbirlerine benzememelidir. en-Nihaye'de, "kadınların rey ve ilimde erkeklere benzemelerinin mahmud olduğu"nu, bunun takdir edilecek bir  meziyet olduğunu belirtir.

Sebepsiz boşanmak isteyen kadına cennetin kokusu haram olur

Hz Sevban r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
أَيُّمَا امْرَأَةٍ سَأَلَتْ زَوْجَهَا الطَّلَاقَ فِي غَيْرِ مَا بَأْسٍ، فَحَرَامٌ عَلَيْهَا رَائِحَةُ الْجَنَّةِ Herhangi bir kadın, mühim bir geçimsizlik olmadan kocasından kendisini boşamasını isterse, ona cennetin kokusu dahi haramdır." Darimi, Sünen hadis no: 2270; İbn Mace, Sünen hadis no: 2055; İmam Ahmed, Müsned hadis no: 21933.Darimi ve İmam Ahmed Müslimin şartlarına göre sahih olan bir senedle rivayet etmişlerdir. Hadis sahihtir.

Hz Aişenin tesettür ve hayası

Hz Aişe radiyallahu anhe dedi ki:
كُنْتُ أَدْخُلُ بَيْتِي الَّذِي دُفِنَ فِيهِ رَسُولُ اللَّهِ  وَأَبِي ، فَأَضَعُ ثَوْبِي، فَأَقُولُ : إِنَّمَا هُوَ زَوْجِي وَأَبِي فَلَمَّا دُفِنَ عُمَرُ مَعَهُمْ ، فَوَاللَّهِ مَا دَخَلْتُ إِلَّا وَأَنَا مَشْدُودَةٌ عَلَيَّ ثِيَابِي حَيَاءً مِنْ عُمَرَ
"(Hz. Peygamber ve Ebû Bekir vefat ettik­ten sonra) Evime girerdim, burada yatan ko­cam (Muhammed) ve babamdır (Ebü Bekr) di­yerek soyunurdum. Fakat (Hz.) Ömer oraya defnedildikten sonra Ömer’den haya ederek as­la soyunmadım, hep giyinik kaldım." İmam Ahmed, Müsned hadis no: 25090; Hakim, Müstedrek hadis no: 4347. Hadis sahihtir.

 
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam162
Toplam Ziyaret582602
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Saat
Hava Durumu