Hz Enes r.a dedi ki: Resülullah s.a.v dedi ki:
مَنْ رَزَقَهُ اللَّهُ امْرَأَةً صَالِحَةً فَقَدْ أَعَانَهُ اللَّهُ عَلَى شَطْرِ دِينِهِ، فَلْيَتَّقِ اللَّهَ فِي الشَّطْرِ الثَّانِي "Allah kime saliha bir eş nasip etmişse, dininin yarısına (yarısını korumasına) yardım etmiş demektir. O halde o da dininin değer yarısını korumada Allah’tan korksun". Taberani, Mucemül Evsat hadis no: 972; Hakim Müstedrek; Beyhaki, Şuabul İman hadis no: 5072; Heysemi, Mecmauz-Zevaid, h. no: 7434; İbn Hacer, Metalibul Aliye hadis no: 2268. Elbani Sahihul Terğipte hadisi hakkında hasen li ğayrihidir dedi. Hakim ise: sahihtir dedi. Beyhakinin rivayeti ise şöyle: Kul evlendiği zaman dininin yarısını korumuştur diğer yarısında ise Allahtan korksun".
Hz Aişe r.a dedi ki: Resülullah s.a.v.‘e:
أَيُّ النَّاسِ أَعْظَمُ حَقًّا عَلَى الْمَرْأَةِ؟
Kadının üzerinde enbüyük hak sahibi kimdir diye sordum. O da:
زَوْجُهَا Kocasıdır buyurdu. Erkek üzerinde enbüyük hak sahibi kimdir? Diye sorduğum da:
أُمُّهُ
Annesidir diye cevap verdi. Hakim, Müstedrek hadis no: 7326; Nesai, Süneni Kebir hadis no: 8811; Keşful Estar hadis no: 1385. Münziri Bezzarın isnadı hasendir dedi.
Hz Talk bin Ali r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
إِذَا الرَّجُلُ دَعَا زَوْجَتَهُ لِحَاجَتِهِ فَلْتَأْتِهِ ، وَإِنْ كَانَتْ عَلَى التَّنُّورِ
Bir adam karısını ihtiyacı için çağırdığında tandır başında bile olsa kocasının ihtiyacına cevap versin. İbn Ebi Şeybe, Musannef hadis no: 17303; Tirmizi, Sünen hadis no: 1160; Nesai, Süneni Kebir hadis no: 8922. Tirmizi hadis hasen garitir dedi. Nesainin isnadı sahihtir buna dayanarak Elbanide sahihtir dedi.
Hz Ebu Hureyre r.a. dedi ki: Resülullah s.a.v şöyle buyurdu:
إِذَا دَعَا الرَّجُلُ امْرَأَتَهُ إِلَى فِرَاشِهِ فَلَمْ تَأْتِهِ، فَبَاتَ غَضْبَانَ عَلَيْهَا، لَعَنَتْهَا الْمَلَائِكَةُ حَتَّى تُصْبِح
“Bir adam karısını yatağa çağırırda gelmezse, o kadına sabaha kadar melekler lanet eder.” Müslim, Sahih hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen hadis no: 2141; Ebu Yala, Müsned hadis no: 6213.
Hz Ümmü Seleme radıyallahu anhe dedi ki: Resülullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
خَيْرُ مَسَاجِدِ النِّسَاءِ قَعْرُ بُيُوتِهِنَّ
"Kadınların namaz kılacakları yerlerin en iyisi evlerinin en tenha yeridir". İmam Ahmed, Müsned hadis no: 25944; İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1594; Hakim, Müstedrek hadis no: 708; Beyhaki, Süneni Kebir hadis no: 4935; İbn Abdilber, Temhid hadis no: 4348. Hadisin isnadı hakkında Hakim Sahihtir demiştir. Elbani ise Sahihi Terğip ve Terhib de: Hasen li Ğayrihidir demiştir.
Hz Abdullah (ibn Mesud)radıyallahu anhu dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
إِنَّ أَحَبَّ صَلاةٍ تُصَلِّيهَا الْمَرْأَةُ إِلَى اللَّهِ فِي أَشَدِّ مَكَانٍ فِي بَيْتِهَا ظُلْمَةً
“Kadınların namazından Allah’ın en çok hoşlandığı namaz, evinin en karanlık yerinde kıldığı namazdır”. İbn Huzeyme, Sahih hadis no: 1601 ve 2.
Hz Ümmü Seleme radıyallahu anhe dedi ki: Resülullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
صَلاةُ الْمَرْأَةِ فِي بَيْتِهَا خَيْرٌ مِنْ صَلاتِهَا فِي حُجْرَتِهَا ، وَصَلاتُهَا فِي حُجْرَتِهَا خَيْرٌ مِنْ صَلاتِهَا فِي دَارِهَا، وَصَلاتُهَا فِي دَارِهَا خَيْرٌ مِنْ صَلاتِهَا خَارِجٍ
“Kadının odasında kılmış olduğu namaz, salonunda kıldığı namazdan daha hayırlıdır. Salonunda kıldığı namaz da evinin avlusunda kıldığı namazdan daha hayırlıdır. Avlusunda kıldığı namaz ise mahalle camiinde kıldığı namazdan daha hayırlıdır”. Taberani, Mucemul Evsat hadis no: 9337; Beyhaki, Marifetü Sünne ve Eser hadis: 1441; İbn Abdilber, Temhid 4339; İbn Hazm, Muhalla hadis no: 730.
Ebu Ali eş-Şeybani rahimullah der ki: Abdullah (ibn Mesud)’ı Cuma günü camiden çıkarırken gördüm kadınlara:
يُخْرِجُ النِّسَاءَ مِنَ الْمَسْجِدِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ وَيَقُولُ : " اخْرُجْنَ إِلَى بُيُوتِكُنَّ خَيْرٌ لَكُنَّ
“Çıkın (buradan) evinize gidin. Bu sizin için daha iyidir” diyordu. Abdurrezzak, Musannef, hadis no: 5055; Taberani, Mucemul Kebir hadis no: 9369; İbn Münzir, el-Evsatu fi Süneni vel İçmai vel İhtilafi hadis no: 1687.
Abdurrezzakın ravisi İbn Cüreyç diyorki: Ata bin Ebi Rebaha: “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman” ayetinde kadınlarda erkekler gibi namaza çağrılmıyor mu diye sorduğumda “Hayır”dedi.
Hz Abdurrahman ibn Avf r.a dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
إِذَا صَلَّتْ الْمَرْأَةُ خَمْسَهَا، وَصَامَتْ شَهْرَهَا، وَحَفِظَتْ فَرْجَهَا، وَأَطَاعَتْ زَوْجَهَا، قِيلَ لَهَا ادْخُلِي الْجَنَّةَ مِنْ أَيِّ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ شِئْتِ
"Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, bir de kocasına itaat ederse, ona ‘Haydi, cennetin hangi kapısından istersen gir’ denilir”. Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 191 hadis no: 1664; Taberani, Mucemül Evsat hadis no: 8805; ; Elbânî, Sahîhu’t-Tergîb ve’t-terhîb, II, 411-412, 618). Elbani Hasen li ğayrihidir dedi.
Ebu Hureyre (ra) ddedi ki: Resülullah s.a.v şöyle buyurdu: لا يَحِلُّ لامْرَأَةٍ أَنْ تَصُومَ وَزَوْجُهَا شَاهِدٌ، إِلا بِإِذْنِهِ، وَلا تَأْذَنُ لِرَجُلٍ فِي بَيْتِهَا وَهُوَ كَارِهٌ Hiçbir kadının kocası yanında iken izni olmadan nafile oruç tutması ve evine birisinin girmesine müsaade etmesi helal değildir. Taberani, Mucemul Evsat hadis no:290; İbn Hibban, Sahih hadis no: 4259.
Abdullah ibn Mesud radıyallahu anhu dedik resülullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
Hz Abdullah ibn Ömer r.a dedi ki: Resülullah s.a.v işittim şöyle buyuruyordu: سَيَكُونُ فِي آخِرِ أُمَّتِي رِجَالٌ يَرْكَبُونَ عَلَى سُرُوجٍ كَأَشْبَاهِ الرِّجَالِ، يَنْزِلُونَ عَلَى أَبْوَابِ الْمَسَاجِدِ نِسَاؤُهُمْ كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ عَلَى رُءُوسِهِنَّ كَأَسْنِمَةِ الْبُخْتِ الْعِجَافِ، الْعَنُوهُنَّ، فَإِنَّهُنَّ مَلْعُونَاتٌ، لَوْ كَانَ وَرَاءَكُمْ أُمَّةٌ مِنَ الأُمَمِ خَدَمَهُنَّ نِسَاؤُكُمْ، كَمَا خَدَمَكُمْ نِسَاءُ الأُمَمِ قَبْلَكُمْ Ahir zamanda hayvanlar üzerinde (Binit araba) üzerindeki eğerine binen birtakım adamlar olacak ki, onlar mescidlerin kapısı önünde konaklayan Kadınlarının üzerinde süslü ve vücutlarını gösterecek elbiseler giyecekler, saçlarını da deve hörgücüne benzetecek şekilde topuz yapacaklardır. İşte o kadınlar Allahın rahmetinden uzak olup lanetlenmişlerdir. Eğer sizden sonra başka bir ümmet gelecek olsaydı, sizden önceki ümmetlerin kadınlarının size hizmet ettiği gibi sizin kadınlarınız da onlara hizmet ederdi. İbn Hibban, Sahih hadis no: 5753. Hakimde rivayet edip Müslimin şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir.
İmam-ı Zehebi buyuruyor ki: Erkeklere ziynetini gösteren kadınlara, mesela altın, inci gibi şeyleri örtüsünün üstüne takan, koku süren, renkli ve ipek kumaş örtünmüş olan, kol ağızları geniş olup kolları görünen ve bunlar gibi kendilerini erkeklere gösteren kadınlara Allahü teâlâ dünya ve ahirette azap edecektir. Bu kötülükler, kadınlarda çok olduğu için, Peygamber efendimiz, (Miraca çıktığım gece, Cehennemdekilerin çoğunun kadın olduğunu gördüm) buyurdu. (Tirmizi) Ebu Hureyre’nin Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellemden rivayet ettiği bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: صِنْفَانِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ لَمْ أَرَهُمَا قَوْمٌ مَعَهُمْ سِيَاطٌ كَأَذْنَابِ الْبَقَرِ يَضْرِبُونَ بِهَا النَّاسَ، وَنِسَاءٌ كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ مُمِيلَاتٌ مَائِلَاتٌ، رُءُوسُهُنَّ كَأَسْنِمَةِ الْبُخْتِ الْمَائِلَةِ، لَا يَدْخُلْنَ الْجَنَّةَ وَلَا يَجِدْنَ رِيحَهَا، وَإِنَّ رِيحَهَا لَيُوجَدُ مِنْ مَسِيرَةِ كَذَا وَكَذَا “Cehennem ehlinden iki sınıf var ki, henüz onları görmedim. (Biri) sığır kuyrukları gibi kamçılarla insanları dövenlerdir. Diğeri de, giyinik, fakat çıplak olan, salınarak veya kibirlenerek yürüyen, öteki kadınlara da kendileri gibi olmayı telkin eden ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. Onlar cennete girmeyecekler, onun kokusunu bile alamayacaklar. Halbuki onun kokusu şu kadar ve şu kadar mesafeden hissedilir.” Müslim: Cennet, 52 hadis no: 2131; Taberani, Mucemul Evsat hadis no: 1811; Beyhak, Süneni Kebir hadis no: 2992.
Hz. Aişe (radıyallahu anhe) anlatıyor: "Esma Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anhüma), üzerinde ince bir elbise olduğu halde Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)'ın huzuruna girmişti. Aleyhissalâtu vesselâm, ondan yönünü ters istikamete çevirdi ve: يَا أَسْمَاءُ إِنَّ الْمَرْأَةَ إِذَا بَلَغَتِ الْمَحِيضَ لَمْ تَصْلُحْ أَنْ يُرَى مِنْهَا إِلَّا هَذَا وَهَذَا، وَأَشَارَ إِلَى وَجْهِهِ وَكَفَّيْهِ "Ey Esma! Kadın hayız yaşına girdi mi ondan sadece şunun ve şunun dışında hiçbir yerinin görünmesi caiz değildir!" dedi ve yüzü ile ellerini işaret etti." Ebu Davud, Libas 34, (4104); Beyhaki, Süneni Kebir hadis no: 2955. Mürseldir. AÇIKLAMA: Bu hadis, fitneden emin olunduğu takdirde, büluğa ermiş yabancı kadının el ve yüzüne bakılmasının caiz olduğunu ifade eder. Nur suresinde geçen "Zinetlerini de açmasınlar, ancak görünenler hariç" ayeti de bu manaya delil kılınmıştır. Celaleyn Tefsiri'nde zinetten istisna edilen yerlerin eller ve yüz olduğu belirtilir. Şafii hazretleri, yabancı kadının yüz ve ellerine bakmanın fitne tehlikesi taşıdığı için haram olduğunu da söylemiştir. Buradaki istisnadan maksadın yüz ve eller olduğuna dair İbnu Abbas'tan da rivayet gelmiştir. İbnu Abbas'ın bir rivayetinde bu açıklama Resulullah'a aittir.
Hz Dihye el-Kelbîi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a (Mısır'dan), (beyaz renkli ve ince olan) kubatîikumaşlar getirilmişti. Bana ondan bir kupon verdi ve: اصْدَعْهَا صَدْعَيْنِ ، فَاقْطَعْ أَحَدَهُمَا قَمِيصًا وَأَعْطِ الْآخَرَ امْرَأَتَكَ تَخْتَمِرُ بِهِ "Bunu ikiye böl, bir parçayı kendine kamis yap, diğerini hanımına ver. Bununla kendine bürgü yapsın!" buyurdular. (Ayrılmak üzere Dıhye) geri dönünce: وَأْمُرِ امْرَأَتَكَ أَنْ تَجْعَلَ تَحْتَهُ ثَوْبًا لَا يَصِفُهَا "Hanımına söyle, bunun altına bir astar koysun da bedenini vasfetmesin!" buyurdular." Ebu Davud, Sünen Libas 39, (4116); İbn Asakir, Tarihi Dımeşk hadis no: 15595. AÇIKLAMA: Kubati, kıbti kelimesinden gelir. Kıptîi Mısır'ın yerli halkına verilen isimdir. Kopt da denir. Kubati, Mısır'da koptlar tarafından imal edilip, hariç memleketlerde pazarlanan bir kumaş nevidi. Hadis bu kumaşın beyaz ve ince olduğunu, giyen kimsenin bedenini gösterdiğini belirtmektedir. Bu sebeple Aleyhissalâtu vesselâm bunu giyecek kimsenin alta, astar dediğimiz bir başka kumaş koymasını emreder. Bu emir iki ayrı mahzuru bertaraf etmeye matuf olabilir: a) Kumaşın teni göstermesi, b) Vücud hatlarını göstermesi. Dinimiz, vücud hatlarını gösterecek darlık ve incelikte olan elbiselerin giyilmesini tecviz etmemiştir.
Hz Aişe r. anhe dediki Allah muhacir kadınlara rahmet eylesin: "Cenab-ı Hakkın şu (mealdeki) kavl-i şerifleri indiği zaman, "Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle. Evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar." (Ahzab 59) شَقَّقْنَ مُرُوطَهُنَّ فَاخْتَمَرْنَ بِهَا Ensar kadınları başlarında (siyah) örtüden kargalar taşıyor oldukları halde dışarı çıkarlardı." Buhari, Sahih Tefsir; Ebu Davud, Libas 32, (4101); Beyhaki, Süneni Kebir hadis no: 2990. AÇIKLAMA: Burada başlarının kargaya teşbihi, örtülerinin siyah olması sebebiyledir.