GERÇEK MÜSLÜMAN İNSANLARIN ELİNDEN VE DİLİNDEN EMİN OLDUĞU İNSANDIR  

Menü
Site Haritası

Sözleri

Haramlardan korkan zahiddir. Şüpheliden korkan ise velidir.

Son zamanlarda, tekkeler cahillerin  eline düştü. Dinden, imandan haberi olmayanlara şeyh denildi. Din düşmanları da,  bu şeyhlerin sözlerini, oyunlarını ele alarak dine hurafeler karışmıştır, dedi.  Halbuki bozuk tarikatçıların sözlerini, işlerini din sanmak, bunları tasavvuf  büyükleri ile karıştırmak, çok yanlıştır. Dini bilmemek, anlamamaktır.

Dinde söz  sahibi olmak için, Ehl-i sünnet âlimlerini tanımak, o büyüklerin kitaplarını  okuyup, iyi anlayabilmek ve bildiğini yapmak lazımdır. Böyle bir âlim  bulunmazsa, din düşmanları, meydanı boş bulup, din adamı şekline girer. Vaazları  ile, kitapları ile, gençlerin imanını çalarak millet ve memleketi felakete  götürürler.”

“Temiz ve yeni elbise giyiniz. Gittiğiniz yerlerde,  ahlakınızla, sözlerinizle, İslam’ın vakarını, kıymetini gösterdiğiniz gibi,  giyiminizle de saygı ve ilgi toplayınız.”


“Allahü  teâlâ, her şeyi bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere, iş yapabilecek  tesir, kuvvet vermiştir. Bu kuvvetlere, tabiat kuvvetleri, fizik, kimya ve  biyoloji kanunları diyoruz. Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, bu işin  sebeplerine yapışmamız lazımdır. Mesela buğday hasıl olması için, tarlayı  sürmek, ekmek, ekini biçmek lazımdır. İnsanların bütün hareketleri, işleri,  Allahü teâlânın bu âdeti içinde meydana gelmektedir. Allahü teâlâ sevdiği  insanlara iyilik, ikram olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için bunlara,  âdetini bozarak sebepsiz şeyler yaratıyor.” “Tek vakit namazımı  kaçırmaktansa, bin kere ölmeyi tercih ederim.”

Namaz, aman namaz, nerede  ve ne şart altında olursa olsun mutlaka namaz kılın.”

En büyük edep,  ilahi hududu muhafazadır, gözetmektir.”

Allahü teâlâ bir kuluna iman  vermişse ona daha ne vermemiştir. İman vermemişse ona daha ne vermiştir!”

“Bizim meclisimizde bulunanlar, sükut içinde otursalar ve sükuttan başka  bir şey görmeseler bile, din bahsinde âlim geçinenlerin hatalarını keşfederler,  bir bir çıkarırlar.”

Kur’an-ı kerim şifadır. Fakat şifa, suyun geldiği  boruya tâbidir. Pis borudan şifa gelmez.”

“Gerçek keramet, kerametin  gizlenmesidir. Bunun dışında görünenler, velinin irade ve ihtiyarı ile değildir.  İlahi hikmet öyle gerektiriyor demektir.”

Allahü teâlâ sırrını eminine  verir. Bilen söylemez, söyleyen bilmez.”

Ahmaklık, hatada ısrar  etmektir.”

Din bilgileri, dünyada ve ahirette, huzuru, saadeti  kazandıran bilgilerdir.”

“Allahü teâlâ dilediğini yapar. İster sebepli  ister sebepsiz, dilediği gibi azap veya lütfeder. Güzel ve doğru Onun  dilediğidir.”

“Allahü teâlâ bize rahmetiyle muamele etsin. Adaletiyle  muamele ederse yanarız.”

Riya olmasın diye cemaatten kaçanlar ayrı bir  riya içindedirler.”

“İlim cehli izale eder, yok eder, ahmaklığı  değil.”

Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, iman  eksikliğidir.”

Dünyada haram işleyen kimse,ahirette ondan mahrûm kalır.Burada helal şeyleri  kullananlar,orada,o şeylerin hakikatine kavuşur. Meselâ, bir erkek, dünyada  haram olan ipeği giyerse, ahirette ipek giymekten mahrûm edilir. İpek ise,  Cennet elbisesidir. O hâlde, bu günahtan temizlenmedikçe, Cennete giremez  demekdir. Cennete girmiyen de Cehenneme girer.Çünkü, ahiretde, bu ikisinden  başka yer yoktur. ”

“Dinimizin bildirdiği birşeyde şüpheye düşen kimse, Allahü teâlâ ve O’nun Peygamberi, bu şey ile neyi bildirmek istemiş ise, öylece imân ettim,inandım demelidir. Hemen şüphesini giderecek bir din âlimi aramalıdır. İlmine ve dine bağlılığına güvenilir, zeki, ârif,haramlardan kaçınan,din bilgilerinin inceliklerini bilen, müşkilleri çözebilen bir zâtı arar, bulur. Bundan aldığı cevb, şüphesini giderince, artık öylece imân eder. Böyle bir zâtı aramak farzdır. Tesâdüfe bırakmayıp,hemen aramalıdır.Bulamazsa veya bulup ta şüpheden kurtulamazsa,Allahü teâlânın ve Reslünün dilediği gibi inandım demeli ve şüphesinin giderilmesi için, Allahü teâlâya dua etmeli,yalvarmalıdır.”

Bir memleketde İslâmiyetin yerlemesi için,  herşeyden önce,hakikî din âlimi yetiştirmek lâzımdır. Din âlimi bulunmazsa, din  cahilleri,din adamı şekline girip, kitab ve mecmûa yazarak, konferanslar, va’z ve  dersler vererek milletin dinini, imânını çalarlar. İslâmiyeti yıkarlar  da,kimsenin haberi olmaz.”

“İlm ile cevâb vermek için, itikâd  bilgilerine dayanılacağından, önce, kelâm ilminde kullanılan kelimelerin, bu  ilme mahsûs olan manâlarını bilmek lâzımdır.”

Evliyanın huzuruna  dolu giden boş,boş giden dolu döner.”

Hakk’ı sevmedikçe, Hak teâlâyı  hâkim bilip, ona kulluk etmedikçe, insanlar birbiri ile  sevişemez.

Kavuştuğunuz her nîmet; hep hakka îmânın hâsıl ettiği  kardeşliğin neticesi ve Allahü teâlânın ihsânıdır.

Gördüğünüz her musîbet ve felâket,  kızgınlığın, zulüm ve haksızlık etmenin cezâsıdır.

Beşeriyet ne kadar  uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe; ızdırap ve felâketten  kurtulamaz.

İslam bu memleketten giderse, ne Hind’de  kalır, ne Sind’de! (Pakistan’a Sind denir).

Bir yere esans  dökülse, kendisi kalmasa da, kokusu bir müddet daha devam eder. Zındıklar  İslam’ı öyle kaldırdılar ki, kokusunu dahi bırakmadılar.

*Buyurdular: Israr kelimesi iyilik için  kullanılmaz. Ya’nî iyilikte  ısrar olmaz. Israr, inad batılda olur, hakda,  doğruda, iyilikte devam olur.

Evladı resul olmasaydım, Boşnak (Bosnalı) olmak  isterdim.

Bir kadın için dikiş makinası ne büyük nimettir.

İnsanlar arasında kendini ayıplamak kibirdendir, ya da  medh edilmeği sevmektendir ki birbirine yakındırlar.

Kıyamete yakın camilerin yolları çimen bağlar, imam ve hatipler sûreta alim,  hakikatte cahil olurlar. Hafızlar teganniyi [nağmeli okumayı] severler. Kadınlar  erkeklerine itaat etmezler.

*Medeniyet, İslamiyet ile kaimdir. Avrupa  medeniyeti dedikleri, vahşetin zirvesine varmıştır. Evet, Müslümanlar, düşmana  karşı müdafaa [savunma] için her türlü harb alet ve edevatını yapmak zorundadır.  İslam’ın şartları dışında, sanat ehli bulundurmamak fısk olur, [gayr-i Müslim  değil] Müslüman tab’adan.

*Çocuğu olanı Allah muhafaza etsin, olmayana  Hak Sübhanehu ve Teala çocuk vermesin. Berber Enver efendinin kızı ölünce, ağlar  halde Efendi’ye geldi. “Çocuğun mu öldü?” buyurdu. Evet, dedi. Abdestli isen,  hemen şurada şükür secdesi yap, göreyim, buyurdular.

*Padişahların en  aşağısı bile dinin hamisi idi.

*Mü’mine en evvel  lâzım olan  halâl yemektir. Mideye  halâl girerse, cevarihe [organlara] amel-i salih kuvveti  verir. Haram ise, ne kadar uğraşsa, salih amel  yapamaz.

Bu memleketin  toprağı rutubetli  olduğundan cenazeyi  tabutla defn etmek daha iyidir. Tabutun çivilerinin tahtadan  olması lâzımdır.

Her  cum’a, namazdan evvel, Kehf sûresini okumak  sünnettir.

Ölülerinize her  ak­şam  Yâsin-i Şerif  okuyun.

Nerede namaz var, orada imân var. Nerede namaz  yok, orada imân ya var, ya  yok.


*Sultan Hamid’e kadar islam  sertac [baştacı] idi. Sonra düşmeğe başladı.

*Habis kişiye bir milim  yaklaşan, İslam’dan bir mil uzaklaşır.

Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi12
Bugün Toplam104
Toplam Ziyaret582544
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Saat
Hava Durumu