GERÇEK MÜSLÜMAN İNSANLARIN ELİNDEN VE DİLİNDEN EMİN OLDUĞU İNSANDIR  

Menü
Site Haritası

40 Hadis-5

İman, İlim, Kuran, Sünnet, İbadet, Hayat ölçüleri, Güzel Ahlak, Takva, Allah için Sevmek, Merhamet konusunda:

KIRK HADİS

بسم الله الرحمن الرحيم
 وَماَ آتاَكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَماَ نَـهَاكُمْ فاَنْتَهُواعَنْهُ 
Rasûl, size neyi verirse onu alın...O, size neyi  yasaklarsa ondan kaçının.” (Haşr Sûresi: Âyet 7)


İMAN
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ  :
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Ve-Sellem Buyuruyor ki  :
1- لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى يُحِبَّ ِلأَخِيهِ ماَ  يُحِبُّ لِنَفْسِهِ.
1- “Sizden biriniz, kendisi için arzu ettiği bir şeyi din  kardeşi için arzu etmedikçe, gerçek mü’min olamaz”. Buharî: İman 7; Müslim: İman 71

2- لاَ يُؤْمِنُ  أَحَدُكُمْ، حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَلَدِهِ وَوَالِدِهِ وَالنَّاسِ  أَجْمَعِينَ.
2- “Sizden biriniz, beni kendi evlâdından, anne ve babasından ve  bütün insanlardan daha çok sevmedikçe, gerçek mü’min olamaz”. Buharî: İman 8; Müslim: İman 70

3- لاَ  يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى يَكُونَ هَوَاهُ تَبَعاً لِماَ جِئْتُ بِهِ.
3-  “Sizden birinizin arzusu, benim getirdiğime -Kur’ana- uygun olmadıkça, gerçek  mü’min olamaz.” Nevevî, Erbaîn: 41.Hadis; Makdisî: Kitabu’l-Hucce,

4- اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْياَنِ، يَشُدُّ  بَعْضُهُ بَعْضاً.
4- “Mü’min, mü’min kardeşi için birbirine destek veren bir  binanın tuğlaları gibidir”. Buharî: Salât 88; Müslim: Birr 65
 
 
 
İLİM
5- نَضَّرَ اللهُ امْرَءًا: سَمِعَ مَقاَلَتِي،  فَوَعاَهاَ، وَحَفِظَهاَ، وَبَلَّغَهاَ.
5- “Allah, benim sözümü -hadisimi-  işiten, bunu iyice kavrayan, ezberleyen ve başkalarına duyuran kişinin yüzünü  nurlandırsın”.
 5-Tirmizî: İlim 7; Ebu Davud: İlim 10; İbn Mace: Mukaddime 18.

6- مَنْ سَلَكَ طَرِيقاً يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْماً، سَهَّلَ  اللهُ لَهُ بِهِ طَرِيقاً إِلىَ الْجَنَّةِ.
6- “Kim ilim öğrenme arzusuyla bir  yola girerse, Allah bu sebeple ona Cennet’e giden yolu kolaylaştırır”.  Müslim: Zikir 11.

7- مَنْ يُرِدِ اللهُ بِهِ خَيْراً، يُفَقِّـهْهُ فيِ الدِّينِ.
7-  “Allah kimin için hayır dilerse, onu dinde fakîh -derin anlayış ve ilim sahibi-  kılar”. Buharî: İ’tisam 10; Müslim: Zekât 100.

8- فَوَاللهِ، َلأَنْ يَهْدِيَ اللهُ بِكَ رَجُلاً وَاحِداً،  خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ يَكُونَ لَكَ حُمْرُ النَّعَمِ.
8- “Allah’a yemin olsun  ki; Allah’ın, senin sebebinle bir kişiyi hidayete erdirmesi, senin için kırmızı  -değerli- develerin sahibi olmaktan daha hayırlıdır”. Buharî: Fedâilü’s-Sahabe 9; Müslim: Fedâilü’s-Sahabe 34

 
 
KUR’AN-I KERİM
9- خَيْرُكُمْ : مَنْ  تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ.
9- “Sizin en hayırlınız: Kur’anı öğrenen ve  öğreten kimsedir”. Buharî: Fedâilü’l-Kur’an 2.

10- إِقْرَؤُوا الْقُرْآنَ، فَإِنَّهُ يَأْتيِ  يَوْمَ الْقِياَمَةِ شَفِيعاً ِلأَصْحاَبِهِ.
10- “Kur’an okuyun. Zira Kur’an,  kıyamet günü Kur’an ehline şefaatçi olarak gelecektir”. Müslim: Salâtü’l-Müsafirîn: 252.

11- إِنَّ  اللهَ يَرْفَعُ بِهَذاَ الْكِتاَبِ أَقْواَماً، وَيَضَعُ بِهِ آخَرِينَ.
11-  “Allah, bu kitap sebebiyle -yani Kur’ana uydukları için- pek çok milleti  yükseltir. Yine bu kitap sebebiyle -yani Kur’ana uymadıkları için- pek çok  milleti alçaltır”. Müslim: Salâtü’l-Müsafirîn: 260.

12- تَرَكْتُ فِيكُمْ أَمْرَيْنِ، لَنْ تَضِلُّوا  ماَ تَمَسَّـكْتُمْ بِهِمَا: كِتاَبَ اللهِ، وَسُـنَّةَ نَبِيِّـهِ.
12- “Size  iki şey bıraktım. Bu iki şeye sımsıkı sarıldığınız müddetçe asla sapıklığa  düşmezsiniz: Bunlardan biri: Allah’ın Kitabı –Kur’an-ı Kerim-, -Diğeri  ise: Peygamberinin Sünneti’dir”. Malik, Muvatta: Kader 3; Ebu Davud: Menasik 56.

 
SÜNNET’E SARILMA
13- عَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي، وَسُنَّةِ  الْخُلَفاَءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِيِّينَ مِنْ بَعْدِي.
13- “Benim sünnetime  sarılın. Benden sonra gelecek olan ve kendilerine hidayet verilen raşid  halifelerin –yani dört halifenin- yoluna uyun”. Tirmizî: İlim 16; Ebu Davud: Sünnet 5; İbn Mace: Mukaddime 6.

14- مَنْ أَطاَعَنِي  فَقَدْ أَطاَعَ اللهَ، وَمَنْ عَصاَنيِ فَقَدْ عَصَا اللهَ.
14- “Kim bana itaat  ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim bana karşı gelirse, Allah’a karşı gelmiş  olur”. 14-Buharî: Ahkâm 1; Müslim: İmare 33.

15- خَيْرُ النَّاسِ قَرْنيِ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ، ثُمَّ  الَّذِينَ يَلُونَهُمْ.
15- “İnsanların en hayırlısı: Benimle beraber  yaşayan mü’minler (SAHABE) dir.
-Sonra onların ardından gelenler (TABİÎN)  dir.
-Sonra da bunların ardından gelenler (ETBÂUT-TABİİN) dir”. Buharî: Sulh 5; Müslim: Akzıye 17.

16-  مَنْ أَحْدَثَ فيِ أَمْرِناَ هَذاَ ماَ لَيْسَ مِنْهُ، فَهُوَ رَدٌّ.
16- “Kim,  bizim bu işimizde -dinimizde- bulunmayan -dine aykırı- bir şey (yani BİD’AT veya  HURAFE) icad ederse, bu reddedilir”. Buharî: İman 39; Müslim:  Müsakat 108.


İBADET
17- أَحَبُّ اْلأَعْماَلِ إِلىَ اللهِ  تَعاَلىَ: أَدْوَمُهاَ، وَإِنْ قَلَّ.
17- “Amellerin Allah’a en sevimli olanı:  az da olsa devamlı olanıdır”. Müslim: Salâtü’l-Müsafirîn 218.

18-إِنَّ أَوَّلَ ماَ يُحاَسَبُ بِهِ  الْعَبْدُ يَوْمَ الْقِياَمَةِ مِنْ عَمَلِهِ صَلاَتُهُ
18- “Kulun kıyamet  günü ilk hesaba çekileceği ameli: Namazıdır”. Tirmizî: Salât 305; Ebu Davud:Salât 145;Nesaî: Salat 9; İbn Mace:İkame 102.

19- صَلاَةُ الْجَمَاعَةِ  أَفْضَلُ مِنْ صَلاَةِ الْفَذِّ بِسَبْعٍ وَعِشْـرِينَ دَرَجَةً.
19- “Cemaatle  kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir”.  Buharî: Ezan 30; Müslim: Mesacid 249.

20-سَـبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللهُ فيِ ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ  ظِلُّهُ: اْلإِماَمُ الْعَادِلُ، وَشـاَبٌّ نَشَأَ فيِ عِبَادَةِ اللهِ تَعَالىَ... 
20- “Yedi kişi vardır ki, Allah’ın arşının gölgesinden başka hiç bir  gölgenin bulunmadığı o günde -Kıyamet Günü’nde- Allah, bu yedi kişiyi arşının  gölgesinde gölgelendirecektir.
-Bu yedi kişinin birincisi: Adaletli Devlet  Başkanı, -İkincisi: Allah’a ibadet ve kulluk ederek yetişen GENÇ’tir...” Buharî: Ezan 36; Müslim: Zekât 91
 
 
 
 
HAYAT  ÖLÇÜLERİ
21- اَلْيَدُ الْعُلْياَ خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى. 
21- “Veren el, alan elden daha hayırlıdır”. Buharî: Zekât 18; Müslim: Zekât 94.

22- اَلْحَياَءُ مِنَ  اْلإِيماَنِ.
22- “Hayâ -utanma- imandandır”. Buharî: İman 16; Müslim: İman 59.

23- اَلْمُسْلِمُ :  مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ.
23- “Müslüman, diğer  müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir”. Buharî: İman 4; Müslim: İman 64.

24-  يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا، وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا.
24-  “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız... Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz”.  Buharî: İlim 11; Müslim: Cihad 5
 
 
 
 
GÜZEL AHLÂK
25- أَكْمَلُ الْمُؤْمِنِينَ  إِيماَناً: أَحْسَنُهُمْ خُلُقاً.
25- “Mü’minlerin iman yönünden en kâmil  olanı, ahlâkı en güzel olanıdır”. Tirmizî: Radâ’ 10; İbn Mace: Nikâh 4.

26- اَللَّهُمَّ!. إِنِّي أَعُوذُ بِكَ  مِنْ مُنْكَراَتِ اْلأَخْلاَقِ وَاْلأَعْمَالِ وَاْلأَهْوَاءِ.
26- “Allahım!..  Çirkin ahlaktan, çirkin davranışlardan ve çirkin arzulardan sana sığınırım”.  Tirmizî: Deavât 127.

27- اَللَّهُمَّ!. إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ، وَالْكَسَلِ،  وَالْجُبْنِ، وَالْبُخْلِ.
27- “Allahım!.. Acizlikten, tembellikten,  korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım”. Müslim: Zikir 73.

28- اَللَّهُمَّ اهْدِنيِ  ِلأَحْسَنِ اْلأَخْلاَقِ، لاَ يَهْدِي ِلأَحْسَنِهاَ إِلاَّ أَنْتَ؛ وَاصْرِفْ  عَنِّي سَيِّئَهاَ، لاَ يَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهاَ إِلاَّ أَنْتَ.
28-  “Allahım!.. Beni en güzel ahlâka ulaştır, En güzel ahlâka ulaştıracak olan ancak  sensin. Beni kötü ahlâktan uzaklaştır. Kötü ahlâktan uzaklaştıracak olan ancak  sensin”. Müslim: Salâtü’l-Müsafirîn 201.
 
 
 
 
TAKVA (ALLAH KORKUSU)
29- إِتَّقِ اللهَ حَيْثُمَا كُنْتَ،  وَأَتْبِعِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهاَ، وَخاَلِقِ الناَّسَ بِخُلُقٍ  حَسَنٍ.
29- “Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Her kötü davranışın ardından  iyi bir amel işle ki, o günahı silsin. İnsanlara güzel ahlâk ile davran”.  Tirmizî: Birr 55.

30- اَللَّهُمَّ!.. إِنيِّ أَسْأَلُكَ الْهُدَى، وَالتُّقَى، وَالْعَفاَفَ،  وَالْغِنَى.
30- “Allahım!.. Senden hidayet üzere olmayı, takvâ sahibi olmayı,  iffetli olmayı ve senden başkasına muhtaç olmamayı niyaz ederim”. Müslim: Zikir 72.

31-لا  يَبْلُغُ الْعَبْدُ أَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُتَّقِينَ، حَتَّى يَدَعَ ماَ لاَ بَأْسَ  بِه،ِ حَذَراً لِمَا بِهِ الْبَأْسُ.
31- “Kul, sakıncalı olan şeylerden  kaçınmak için sakıncalı olmayan -şüpheli- şeyleri terk etmedikçe, gerçek takvâ  sahiplerinin derecesine ulaşamaz”. Tirmizî: Kıyame 19; İbn Mace: Zühd 24. Hadis hasendir.

32- حُجِبَتِ الناَّرُ بِالشَّهَواَتِ،  وَحُجِبَتِ الْجَنَّـةُ بِالْمَكاَرِهِ.
32- “Cehennem, nefsî arzularla  perdelenmiştir. Cennet ise, zorluklarla perdelenmiştir”. (Cehennem’e giden yol  nefsî arzular, şehvetler ve zevklerle doludur. Cennet’e giden yol ise  fedakârlıklar, zorluklar ve imtihanlarla doludur.) Buharî: Rikak 28
 
 
 
 
ALLAH İÇİN SEVGİ
33-قاَلَ  اللهُ تَعاَلَى:وَجَبَتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَحَابِّينَ فِيَّ،وَالْمُتَجاَلِسِينَ  فِيَّ، وَالْمُتَزَاوِرِينَ فِيَّ، وَالْمُتَباَذِلِينَ فِيَّ.
33- “Cenab-ı Hak  bir hadis-i kudsîde şöyle buyuruyor: “Şu kimseleri sevmek bana vacip oldu. (Şu  kimseleri mutlaka severim): -Benim rızam için birbirlerini sevenler... 
-Benim rızam için bir araya gelenler...
-Benim rızam için birbirlerini  ziyaret edenler...
-Benim rızam için birbirlerine ikramda bulunanlar...” Malik, Muvatta: Şiir 16.

34- مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فيِ تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ  وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ: إِذاَ اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداَعَى لَهُ  ساَئِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى.
34- “Müminler, birbirlerini sevme,  birbirlerine merhamet etme ve birbirlerine şefkat gösterme konusunda bir vücut  gibidirler. Vücudun bir organı rahatsız olsa, diğer organlar uykusuzluk ve  hararette ona ortak olurlar”. Buharî: Edeb 27, Müslim: Birr 66.

35- لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى  تُؤْمِنُوا، وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا.
35- “İman etmedikçe cennete  giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek mümin olamazsınız.” Müslim: İman 93.

36-  اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ.
36- “Kişi, -kıyamet günü- sevdiği kimse ile  beraberdir”. Buharî: Edeb 96, Müslim: Birr 165
 
 
 
 
MERHAMET
37- مَنْ لاَ يَرْحَمْ لاَ  يُرْحَمْ.
37- “Merhamet etmeyene merhamet edilmez”.

38-  إِنَّماَ يَرْحَمُ اللهُ مِنْ عِباَدِهِ الرُّحَماَءَ.
38- “Allah, kullarından  ancak merhamet edenlere merhamet eder”.

39- إِرْحَمُوا مَنْ فيِ  الأرْضِ، يَرْحَمْكُمْ مَنْ فيِ السَّمَاءِ.
39- “Yeryüzünde olanlara merhamet  edin ki, gökyüzündeki (melekler) size merhamet etsin”.

40-  لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَناَ، وَلَمْ يَعْرِفْ حَقَّ  كَبِيرِناَ.
40- “Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün hakkını bilmeyen  bizden değildir”.

Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam156
Toplam Ziyaret582596
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Saat
Hava Durumu