MERFU HADİS (الحديث المرفوع)
‘Söz fiil, takrir, fıtri veya ahlaki vasıf olarak, senedi muttasıl veya munkatı olsun açıkça veya dolaylı bir şekilde (‘hükmen’) Hz. Peygambere izafe edilen hadistir’
Aslında bu izafeyi yapan bir sahabi, bir tabii, veya daha sonraki nesillerden biri olması arasında hiç bir fark yoktur. Ancak sadece ‘hükmen merfu’ sayılacak rivayetlerde izafeyi yapanın sahabi olması şarttır.
Merfu hadis iki kısma ayrılmaktadır:
1) Sarahaten (açık merfu)
2) Hükmen merfu.
1.Sarahaten (açık) Merfu Hadis:
Açık bir şekilde Peygambere izafe edilen hadistir, Yani hadis içinde Rasülullaha ait bir söz, bir fiil, bir takrir veya bir vasıytan söz ediliyorsa bu açıkça merfu bir hadistir. Şunu yapmakla emrolunduk veya sunuları yapmaktan nehyolunduk şeklinde sahabeler tarafından verilen bilgiler de acık merfu olarak değerlendilmektedir.
Hükmen Merfu Hadis
Hükmen merfû söِz, israiliyyât nakletme âdeti olmayan bir sahabînin, peygamberlere ve geleceğe dair verdiği haberler ile bir işin yaplmas halinde kazanlacak sevap veya bir baka fiilin yaplmas halinde maruz kalnacak ceza ile ilgili söِzleridir.Çünkü sahabinin bunlar kendiliğinden söyylemesine imkân yoktur; ona bunlar haber verenin Hz. Peygamber olduğuna hükmedilir(Ahmed Naim, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, Ankara 1976, Mukaddime, 134; Subhi Sâlih, a.g.e., 217).
Hükmen merfu söze misal: ‘her kim bir sihirbazın yahud ğaibden haber verebilir diye bir arraf;ın yani kahinin yanına giderse, Muhammed s.a.v inzal buyurulana küfretmiş olur’ Müslim, selam 125; Ahmed b Hanbel, II 429, IV 68.
Hükmen merfû fiil, meselâ, Hz. Ali'nin küsûf (güne tutulmas) namaznda ikiden fazla rükû yapmasıdır. Çünkü ibadet şekilleri içtihatla tesbit edilemez; bunların Rasûlullah'tan öğrenilmiş olduğuna hükmedilir (Ahmed Naim, a.g.e., s. 134).