Mevkuf Hadis
MEVKUF HADİS (Sahabe nin söz fiil ve takrirlerine denir)
Sahabelerden rivayet edilen söz, fiil ve takrirler. Bu terim, fıkıh ve kraat ilminde farkl istilahî kullanmlara sahiptir. Mevkuf hadislerde isnad Rasûlullah (s.a.s)'e ulamaz; sahabîde son bulur. Mesela: Ravinin "İbn Abbas şöyle dedi" veya "Ali b. Ebi Talib şöylee yaptı" yahut ta "Ebu Bekr'in önünde şöyle yapıldı da o buna ses çıkarmadı" demesi yapılan rivayetin merfu' olmadığını ve mevkuf olarak nakledildiğini göِsterir. Bazan da ravi; "İbn Abbas'dan mevkuf olarak rivayet edildi" diyerek hadisin mevkuf olduğunu tasrih eder (et-Tehânevî, KeşSâf Istılahati'l-Funûn, İstanbul 1984, II,1500; Suphi es-Salih Hadis İlimleri ve Istılahlar, Ankara 1981, 175).
MEVKUF HADİSLER:Hz Aişe radiyallahu anhe dedi ki:
كُنْتُ أَدْخُلُ بَيْتِي الَّذِي دُفِنَ فِيهِ رَسُولُ اللَّهِ وَأَبِي ، فَأَضَعُ ثَوْبِي، فَأَقُولُ : إِنَّمَا هُوَ زَوْجِي وَأَبِي فَلَمَّا دُفِنَ عُمَرُ مَعَهُمْ ، فَوَاللَّهِ مَا دَخَلْتُ إِلَّا وَأَنَا مَشْدُودَةٌ عَلَيَّ ثِيَابِي حَيَاءً مِنْ عُمَرَ
"(Hz. Peygamber ve Ebû Bekir vefat ettikten sonra) Evime girerdim, burada yatan kocam (Muhammed) ve babamdır (Ebü Bekr) diyerek soyunurdum. Fakat (Hz.) Ömer oraya defnedildikten sonra Ömer’den haya ederek asla soyunmadım, hep giyinik kaldım." İmam Ahmed, Müsned hadis no: 25090; Hakim, Müstedrek hadis no: 4347. Hadis sahihtir.
Hz Ebubekir radıyallahu anhu buyurdu ki: "Doğruluk emanet, yalan ise ihanettir".Halife Hz Ömer radıyallahu anhu Hacerül Esved taşını öptü ve şöyle dedi:
وَاللَّهِ إِنِّي لأَعْلَمُ أَنَّكَ حَجَرٌ لا تَضُرُّ وَلا تَنْفَعُ، وَلَوْلا أَنِّي رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ يُقَبِّلُكَ مَا قَبَّلْتُكَ"Vallahi biliyorumki sen bir taşsın insanlara ne yarar nede zarar veremezsin eğer ben Resülullah sallallahu aleyhi sellemi seni öperken görmeseydim seni öpmezdim". Humeydi, Müsned, Müsnedi Ömer hadis no: 9; Buhari Hac 50, Müslim Hac 251; Taberani, Mücemi Evsat hadis No: 3042.
"Şüphesiz din, gecenin sonunda yapılan birtakım amellerden ibaret değildir. Din, ancak verâ iledir".
Hz. Ömer şöyle der: 'Bu ümmet için en çok korktuğum kişiler, münafık âlimlerdir. 'Bir âlim nasıl münafık olur?' diye sorulduğunda, Hz. Ömer 'Dili ile âlim, fakat kalbi ve ameli ile cahil olmak suretiyle.. der.
Hz. Ömer: Alim kişinin dünyayı sevdiğini görürsen, kendisin den istifade ettiğin dinî meselelerde onu itham et ve ihtiyatlı davran. Zira kişi neyi severse, sevdiği o şeye dalar' dedi.
Hz Ömer b. el-Hattâb (ra), bir hayvana binmiş, bakmış ki dışkısında arpa var. Şöyle demiş: 'Müslümanlar zayıflıktan ölürlerken, sen bunu yiyorsun (ha)! İnsanlar iyi güne kavuşuncaya kadar asla sana binmeyeceğim". Ya yanı başındaki komşusundan habersiz bizleri görse acaba ne derdi?
"Allanın zikrine sarılın, zira o şifadır. İnsanları anmaktan da kaçının, çünkü o hastalıktır".
"Adalet mülkün temelidir".
Hz. Ömer (r.a), hutbesinde şöyle demiştir: 'Tamahkârlıktan, hevâ-i nefisten ve öfkeden korunanınız felâha kavuşmuştur'.
Hz Osman radıyallahu anhu buyurdu ki: "İşlerin Allah'ın takdiri ile olduğuna inanıpta istediği olmayınca üzülene çok şaşarım".
"Şayet kalbleriniz temizlenmiş olsaydı, Allah'ın (cc) kelâmına doymazdınız".
Hz Ali radıyallahu anhu buyurdu ki: "Din mantıkla olsaydı mantık ayakların altının mesh edilmesini uygun görürdü fakat ben Allah Rasülünü ayaklarının üstünü mesh ederken gördüm".
Hz Abdullah ibn Mesud radıyallahu anhu buyurdu ki: "Cemaat halinde hoşlanmadığınız bir şeye katlanmak tekbaşınıza hoşlandığınız işleri yapmaktan daha hayırlıdır".
"İnsanlar üzerine öyle bir za man gelecek ki, kalplerin tatlısı, acı olacaktır. Ne âlim ilminden ve ne de talebesi talebinden istifade etmeyecektir. O zamandaki âlimlerin kalpleri çorak ve tuzlu bir araziye benzer. Üzerine yağmur yağar, fakat yağmurun faydası arazide görülmez. Âlimlerin kalp leri dünyaya kaydığı ve dünyayı âhirete tercih ettiği zaman böyle kötü bir durum hâsıl olur.İşte o zamanda Allah bu âlimlerin kalp lerinden hikmet pınarlarını söker alır, kalplerinde yanan hidayet meşalelerini söndürür. O zamanın âlimlerine rastladığınızda ken dilerini dilleriyle Allah'tan korkar görürsünüz. Halbuki amelle rindeki eksiklik açıkça görülür. İşte o zaman, diller alabildiğine zengin, kalpler ise o nisbette fakirdir. Kendisinden başka hak ilah bulunmayan Allah'a yemin ederim ki; bu korkunç manzaranın bi ricik sebebi; muallimlerin, öğrettiklerini sadece Allah'ın rızasını tahsil için yapmamaları, talebelerin de öğrendiklerini Allah için öğrenmemeleridir.
"Kişi doğru söyler iyiliğe ulaşır, yalan söyler fücura ulaşır".
"Allah korkusu ilim olarak, gururda kibir olarak yeter"
"Kalb kalbe benzemedikçe elbise elbiseye benzemez".
"Musibet, ağızdan çıkan söze bağlıdır".
Hz Ebu Derda r.a buyurdu ki: Allah'a sanki onu görüyormuş sunuz gibi ibadet edin. Kendinizi de ölü telakki edin. Bilin ki, size yeten az birşey, sizi azdıran çoktan daha hayırlıdır ve yine bilin ki, iyilik asla yok olmaz, günah ise asla unutulmaz."
"Yemin olsun ki, takva sahibi birinin zerre kadar ibadeti kendini beğenmişlerin dağlar kadar ibadetinden çok daha üstündür".
"Nifaktan kaynaklanan huşudan Allah'a sığının" dediği: "Nifaktan kaynaklanan huşu nedir ki?" diye sorduklarında da: "Kalb, haşyet içerisinde olmadığı halde, kalıbın haşyete bürünmüş görünmesidir".
"Ölümü çok ananın hasedi ve azgınlığı azalır".
Hz Ebu Zer r.a buyurdu ki: "Kim şatafatlı elbise giyer veya şaşaalı binite binerse, Allah ondan yüz çevirir. Her ne kadar ona kerim davransa bile."
Hz Selmanı Farisi r.a buyurdu ki: "İnsanların en fazla günah işleyenleri Allah'a isyan olan şeyleri en fazla konuşanlarıdır"Hz Enes ibn Mâlik (Allah Ondan razı olsun) şöyle buyurdu:
إِنَّكُمْ لَتَعْملُونَ أَعْمَالاً هِيَ أَدقُّ في أَعْيُنِكُمْ مِنَ الشَّعَرِ ، كُنَّا نَعْدُّهَا عَلَى عَهْدِ رسولِ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم مِنَ الْمُوِبقاتِ
"Siz gözünüzdek ıldan daha küçük ve önemsiz görünen bazı işler yapıyorsunuz ki; biz bu tür işleri Rasûlüllah (sallallahu aleyhi vesellem) zamanında büyük günahlar dan sayardık".
Buhari, Rikak 32.
Yorumlar -
Yorum Yaz